Bu satırları okuduğunuz gazetenin arka sayfalarında, Anderlecht- Galatasaray maçının sonucu da yazıyor olacak. Ben yazarken maça 12 saat vardı.
Anderlecht Şampiyonlar Ligi'nin en madara takımlarından biri.. Ama biz öyle berbat haldeyiz ki, İstanbul'da bile yenemedik adamları..
Dün gece dört yemiş de olabiliriz, futbolcuların gayretiyle, bu döküntü takımı yenmiş de.. Mesele o değil.. Mesele Galatasaray'ın kulüp olarak, tarihinin maddi, manevi en çöküntü halini yaşaması.. Basketbol şubesi, Türkiye'ye basketbolu getiren ve öğreten Galatasaray'ın basketbol şubesi ne halde, bakar mısınız?.
Ünal Aysal, kulübü bu hale getirdi. Kongrede ibra bile almadan çekti gitti, keyfini sürüyor.
Onun yerini alan Duygun Yarsuvat, Aysal'dan daha büyük suçlu..
Çünkü kulüp batakta iken, aday olma süresinin dolmasına iki saat kala eline 54 kişilik bir "Kurullar listesi" verdiler. Altında tüzük gereği şart olan 110 üye imzası da vardı.Sadece "Başkan" yeri boştu..
Oraya "Duygun Yarsuvat" yazmıştı birileri ve "Git aday ol" demişlerdi.
Hayatında bir tek gün, kulüpte yedek yönetim kurulu üyeliği bile yapmamış, bir kulüp nasıl yönetilir, tek saniye denememiş Yarsuvat "Yahu beni kim tayin ediyor" demeye dahi gerek duymadan, o listeyi aldı ve Divan Başkanına verdi.
Ardından en feci açıklamayı yaptı..
"Ben emanetçi olarak geliyorum. 8 ay sonra yokum.."
Yahu gemi torpili yemiş, batıyor. Karşıda bir de buz dağı var, üzerine geliyor. Hayatında bir gün çımacılık bile yapmamış birisi kaptan olur mu?. Olursa o gemi kurtulur mu?.
Üstelik adam sorumluluk da almayacağını ilan ediyor. "Ben emanetçiyim ha.. Bana güvenmeyin sakın. Benden hesap sormaya da kalkmayın" diyor.
O zaman niye geldin, Sayın Hocam?.
Senin gibi saygın bir bilim adamına, sevilen bir Galatasaraylı'ya bu yakışır mı?.
Ayağına halı döşeseler, bu kulübü seven biri olarak "Gemimiz ağır yaralı. Çok ama çok tecrübeli, dümeni iyi tutan, rüzgarları iyi bilen, tayfaya güven veren bir kaptana ihtiyacımız var" demen gerekmez miydi?.
Sen tam tersini yaptın Duygun Hocam!.. Bu gemiyi yüzdürecek en deneyimli ve karnesi başarılarla dolu kaptan "Ben hazırım" derken, sırf o gelmesin diye son anda ortaya çıktın.
Hem de sorumluluk almadan.. Hem de "Emanetçiyim" diyerek..
Görevin "Ünal Aysal'ı aratmak" ise Başkan, kutlarım.. Üç günde başardın..
Yazdıklarımın hepsini bile bile seni seçen "Kongre" şimdi, seni de aratacak birisini arasın bakalım..