Yahu bir yeni hoca gelir, bir, tek bir yanlışı düzeltir, eskiden kalan da, biz de anlarız ki "Yeni" bir şey var..
Galatasaray'da gerek bireysel, gerek takım olarak geçen yılların tüm ayıpları, tüm rezillikleri, hatta artarak devam ediyorsa, bu Prandelli niye geldi?.
Bir defa genel görünüm..
Gene o iğrenç, gene o takımı öldüren, bitiren, sıfırlayan, rakibin ekmeğine yağ süren, bitmez tükenmez yan paslar.. Takım topu kaptı mı, kendi yarı sahasında ortalama 5 pas yapıyor ki, rakip savunma yerine yerleşsin, rakip forvetler hücum pres pozisyonu alıp topu kapma imkanı bulsunlar..
Bu hem futbolu, hem de seyir zevkini öldüren yan paslar bitip de top öbür sahaya geçince, ortalama pas sayısı ikiye düşüyor.
Çünkü ilerde pas yapmayı bilmiyor Galatasaray!.. Öyle bir oyunu yok ki, nerden bilsinler..
İlerde topu alan çaresiz, hepsi duran arkadaşlarına bakıyor. Topa sahip olana yardıma koşan yok..
Boşa kaçıp pas alma fırsatı yaratan yok.. Eloğlunun orta saha adamı topu aldı mı, en az beş kişi boşa koşup, topa sahip olana beş tercih yaratıyorlar, rakip savunmayı karmakarışık edip.. Galatasaray'da herkes eli belinde topa sahip olana bakıyor herkes, "Ne yapacak" diye..
Ne yapsın zavallı?.. Ya kaptırıyor, ya da geriye döndürüyor topu tekrar.. Duran adamlarla ileri oynadın mı, topu rakip kapıyor, sen üçüncü pası yapmadan..
Özele gelelim..
Tribünlere saldıran Burak'tan başlayarak..
Burak eski Burak!..
Rakiple değil, hakemle oynuyor. Gol atma değil, kendini yere atma, rakibe kart aldırma peşinde..
Hakem yutmayınca, hakeme saldırıyor.
Ardından Melo, ardından Chedjou saldırıyor hakeme.. Bu üçü canlı bomba.. Her maç atılabilirler bir.. İkincisi.. Dünyanın en iyi hakemi, bu üçü sayesinde daha onuncu dakikada Galatasaray'dan nefret eder. Bu nefret de kararlarını etkiler.. İnsan çünkü..
Galatasaray'da, hakeme yardımcı olmanın takıma yararını bilen de öğreten de yok..
Kendini yere atma merakı yüzünden Burak'ın ziyan ettiği pozisyonun haddi hesabı yok..
Yahu santrforun işi sonuna dek ayakta kalmak ve savaşmak..
Hakem çalar, çalmaz, o senin işin değil. Sen ayakta kal, gör bakalım neler olacak?.
Ama sahtekarlık içine işlemiş Burak'ın.. Ancak otoriter bir hoca düzeltir bunu.. Hani nerde?.
Melo ve Chedjou'yu da görüyorum.
Bu Galatasaray, pazartesi günü Fener maçını 9 kişi bitirirse iyi!..
Selçuk risk almadan oynamakta devam ettiği için, oyun kurucu değil, akın öldürücü görevine devam ediyor..
Galatasaray aleyhine duran top atışlarında savunma ne yapacağını hala bilmiyor. Her korner bela..
Muslera arka direğe adam koymayı hala öğrenemedi. Gördüğü ön direkte biri bekliyor, görmediği arka direk bomboş.. Oraya geldi mi, gol. Altı pasın oraya on kişi yığmayı savunma sanıyorlar. Oysa ya adam tutacaksın, ya yer.. Dikilmekle olmaz bu iş..
Geçen yıl, Drogba'ya kızardık, her duran topun başına gittiği için.
Adamın günahını almışız.. Şimdi her duran topun başında Olcan var.
Galatasaray'ın frikikçisi Olcan, iyi mi?. Niye alındığını çok merak ettiğim Olcan?. Şu ana dek de soruma yanıt veren bir görüntü vermedi.. ..Ve seyirci.. Galatasaray kaptanı Arda'yı yuhalayarak ortaya çıkan "Çirkin" seyirci daha da çirkinleşerek devam ediyor. Avrupa maçlarında utandık.. Atletico maçında Arda'ya gene nefret kusarak tıynetlerini bir daha gösterdiler..
90 dakika bitene dek, takımın yanında olmaları gerekirken, kendilerine dost, takım galipken alkışlayan seyirci olarak, Burak'a sövdüler ve o rezil sahnelere sebep oldular.
Özet!.
Galatasaray'ın iler tutar yanı yok.. Bunları düzeltecek vakti de yok!.. Hele bu yöneticiler ve teknik kadro ile, "Mucize" duasına çıkmak gerek..
Rakipler döküle ki, Galatasaray kazana!..