Dünyanın en güzel yürüyüş yollarından biriydi, Ankara Atatürk Bulvarı.. Kızılay'dan başlar, Kavaklı'ya kadar yürür, Kuğulu Park'ta kuğuları seyrederek, ya da Gül Bahçesinde, bülbülleri dinleyerek dinlenirdik..
"Kavşak" diye bir yığın çukur açarak o bulvarı yürünmez hale getirdi.. Şehirlerin yayalar değil, arabalılar için olduğunu sanıyor ve kent içinden otobanlar geçiriyordu..
Sonra Ankara'nın simgesi Hitit Güneşini değiştirmeye kalktı.. Atatürk'ün seçtiği simgeydi çünkü.. Sonra Atatürk'ün Başkentine gelen yolların girişlerine, Osmanlı Mimarisi çirkin, zevksiz kapılar yaptırdı, milletin parasıyla..
Oğluna iş bulmak için gene halkın parası ile kurduğu Ankara Belediye Sporun adını, garip, inanılmaz bir şekilde "Osmanlı Spor"a çevirdi.
Sonra Atatürk Orman Çiftliği'ne geldi sıra.. Kesip biçmeye başladı.. Ardından Atatürk Orman Çiftliği içindeki tüm çocukların sevgilisi Hayvanat Bahçesine saldırdı..
Ama bu defa "Dur" dedi, Ankaralı Hakimler..
Danıştay, Hayvanat Bahçesini ve Atatürk Orman Çiftliğini yok edecek bu projeyi "Kamu yararına aykırıdır" diyerek durdurdu..