Kış Uykusu'nun en muhaliflerinin bile tartışamayacağı bir yanı var. Oyunculuk.. 3 saat 16 dakika boyunca perdede gördüğünüz herkes, ama herkes iyi oynuyor.. Mesela, attığı taşla arabanın camını kırarak filmi başlatan çocuk..
Kimdir bilemedim..
Bulamadım da.. Kış Uykusu gibi, Cannes'da Altın Palmiye kazanmış bir filmin niye resmi sitesi olmaz, niye orda aranan bütün bilgiler bulunmaz, anlamak mümkün değil..
Semiha Berksoy gecesinde, Tamer Levent'le yan yana düşmem mi?. Hemen o çocuğu sordum..
"Filmin çekildiği köyden" dedi..
"Yani köy çocuğu.."
"Evet!.."
Çekim sırasında ordan birini bulmuş NBC (Nuri Bilge Ceylan) ve oynatmış.. Hem de ne oynatmış.. Aslında yönetmenin en önemli işi budur bence.. Oyuncu yönetimi..
Kış Uykusu'nda bu işi harika yapmış, NBC.. Hem oyuncu seçiminde harika.. Hem yönetiminde..
Mesela..
Filmin en uzun sahnesi, aslında tiyatro sahnesi.. Hatta okuma tiyatrosu bile diyebilirsiniz. Hareket hiç yok. İki kişi, en az kıpırdama ile yarım saate yakın konuşuyorlar. Bu sahnenin hakkından gelmek için, iyi, çok iyi tiyatrocu olmak gerek. NBC de öyle yapmış..
Tiyatromuzun özellikle seslendirmeleriyle ünlü iki oyuncusu Haluk Bilginer ve Demet Akbağ'ı seçmiş. Ne kadar doğru seçimler olduğunu tartışmaya gerek yok. Bilginer, film boyu, Akbağ göründüğü ilk yarıda "Konuşturuyorlar!."
Peki ya, Melisa Sözen.. Onun tiyatro deneyimi yok. Sinemada, 2004'te, Okul adlı filmde, baş roldeki Nehir Erdoğan'ın iki kankasından biriydi. Öteki Sinem Kobal.. Sonra akılda kalır pek bir şeyler yapmadı ve birden Kış Uykusu'nda gözlerime inanamadığım bir oyunculuk sergiledi.. Harikaydı Melisa ve Cannes'da "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü de hak etmişti sanırım. Onu geçip de ödülü alanı izlemediğim için "Sanırım" diyorum..
Bir başka sinemacı Nejat İşler de harikaydı, filme çekilmiş tiyatro gibi duran yapımda.. Hele de Melisa ile olan sahnesi.. Dedim ya, filmin doruklarından biriydi.
Tamer Levent, otel sahibinin eski dostunda nasıl ama nasıl mükemmeldi. Genç öğretmende de Nadir Sarıbacak. Haluk, Tamer, Nadir üçlüsünün av gecesi sahneleri de bir başka doruğuydu filmin.. Kahya Hidayet, İmam Serhat Kılıç ilk defa izlediğim oyuncular. Baş rolde gibiydiler inanın..
Tabii, çekimleri de koymak lazım, yazıya.. NBC'nin düşündüklerini, Gökhan Tiryaki harika çekmiş.. Hem iç, hem dış sahneler harika.. Hiç görmediğim, kış aylarının tenha Kapadokya'sının görüntüleri sanat eseri gibi.. Karlı sahneler galiba orda değil, Kars'ta..
Filmin sonunda, Kars'ın osuna, busuna yığınla teşekkür vardı, ordan tahmin ettim. Son jenerikleri bu ülkede sinema eleştirmenleri dahil kimse okumadığı için, başka merak edip yazan da olmamış.. (Gene selfie çektim, gördünüz mü?.)
Bitirirken.. (Valla bugün artık bitiyor.. NBC'nin filminden daha uzun süren yazılarım bugün bitiyor. Şimdilik..)
Kimse en başta kendisi, kimseyi kandırmaya teşebbüs etmesin.. Nerdeyse tamamı konuşma ile geçen 3 saat 16 dakikalık bu geveze filmde sıkılmamanın imkanı yok. Giderseniz siz de, yer yer, zaman zaman sıkılacaksınız..
Ama bu farklı bir sıkılma olacak!.
Güzel sıkılacaksınız!.
O da mı, ne demek?. Gidin de kendiniz görün bi zahmet, ne demek olduğunu..