İnsanın en değerli varlığı, adıdır.. Hele de "Gazeteci"nin.. Bir yazının altına, bir sayfanın üstüne imzanızı atıyorsanız, o sizin gururunuz, onurunuz, saygınlığınızdır çünkü..
Şimdi genç editör arkadaşıma soruyorum..
Ajanstan gelen haberi, satırını okumadan sayfaya koymuşsun.. "Ajanstan gelen" diyorum çünkü, bir gün evvel bütün gazetelerde gene aynen çıktı. Yani sen bir gün de geç kalmışsın üstelik. Başlığı görünce, eski habere yeni unsurlar, yeni bilgiler ekledin sandım.
Baktım.. Fark yok.. Çünkü öteki editörlerin de senden farkı yok.. "Editör nedir" bilen de yok, aldıran da çünkü..
Nejat İşler bu ülkenin en popüler TV yıldızlarından biri. Ölümlerden döndü. Millet sağlığını merak ediyor, yakından izliyor. Yani sayfana koyduğun en popüler, en çok okunacak haber, anlaştık mı?.
Haberin aynen şöyle:
"Ünlü sanatçının sağ el iki parmakta ampütasyon, diğer üç parmakta ise depritman ve greftleme yapılan operasyon beş saat sürdü.."
Nejat İşler 5 saat ameliyat olmuş, yaptığın habere bak..
Ampütasyonun "Kesme" olduğunu sayfanı okuyan 10 kişiden biri bilir, belki.. Ama Depritman ve Greftleme laflarını sen hayatında duydun mu?. Sen, o haberi sayfaya koyan sorumlu sen duydun mu daha önce?.
Yahu senin bilmediğini, okur nasıl bilir?.
Yahu, Nejat İşler gibi popüler bir adamın eline yapılan ameliyatın ne olduğunu sen kendin merak etmez misin?.
Etmezsen nasıl "Gazeteci" olursun, zaten?.
Nejat İşler'in iki parmağının kesilmesi, ara sayfada tek sütun mu verilir, yoksa birinci sayfanın tepesinden mi?.
Haberi alıp yazı işlerine koşman, hastaneye derhal bir muhabir gitmesini sağlaman gerekmez miydi?.
Gerekirdi, tabii.. Eğer "Gazeteci" olsaydın!..