Televizyonlarda ünlü sanatçılarımızın katılımı ile yayınlanan kamu spotunu izliyorsunuz herhalde..
"Bir oy!.."
"Bir ben mi değiştireceğim" diyor hepsi..
"Benim bir oyum mu?.."
Bu spotu ilk gördüğümde, ekranda, İstanbul'a ilk geldiğim günlerde bir dostumun verdiği ders geldi aklıma..
O zaman ne arabam var, ne de ehliyetim.. Allahtan Ali ile (Kocatepe) ayni evde yaşıyoruz. Ali yazı işleri müdürüm, üstelik de bir taka arabası var. İşe beraber gidip geliyoruz..
Bir gün ne olduysa, Ali yok muydu, erken mi gitti, ne oldu, Serpil diye bir editörümüz var. İstanbullu ve arabalı.. "Sizi ben bırakayım Hıncal Bey" dedi..
Bindik arabasına.. Yaz günü, püfür püfür.. Camlar açık.. Bir sigara yaktım.. Sohbet ederek gidiyoruz.
Sigaram bitti.. Son bir nefes aldım, izmariti iki parmağımın arasına sıkıştırdım..
Bir tık, fırlatacağım yola..
O yollar ki, İstanbul'a ilk taşındığımda şaşmıştım.. Leş.. Sigara izmariti ne kelime.. Buruşmuş sigara kutuları.. Kola falan kutuları yol kenarlarında.. Gazete parçaları, poşetler havada uçuşuyor.. Ankara çok daha temizdi.. "Bu ne pis kent" demiştim..
Kolumu cama doğru uzatırken, Serpil bir elini direksiyondan ayırdı.
Arabanın ön tarafındaki küllüğü çekti ve bana orayı işaret etti.
Az önce önümüzde giden bir arabadan bir kol uzanmış, dolu küllüğü caddeye boşaltmış..
Ben de zaten kızın küllüğü dolmasın, izmarit, cam kapanınca içerde koku yapmasın diye kafamdan bahane bulmuş, dışarı savurmaya çalışıyorum.. "Şu caddenin pisliğine bak. İstanbul'un bütün yolları leş..
Bir benim izmariti küllüğe koymamla mı temizlenecek şehir" dedim.. "Evet" dedi, Serpil.. "Bir sizin izmaritinizle Hıncal Bey!.."
Hayretle ona döndüm..
"Ellerine geçen her şeyi sokağa atan ve kenti bu hale getiren herkesin aynen sizin gibi düşündüğünü bilmiyor musunuz?. Herkes 'Bir ben mi" diyor.. Ama her şey de o 'Bir ben' ile başlıyor.. Bu kentin nüfusu milyonlarca 'Bir ben" den oluşuyor.. Bu kent kirlenmeye nasıl 'Bir ben"lerle başladıysa, temizlenmeye de 'Bir ben'lerle başlayacak.. 'Bu kenti bir ben mi düzelteceğim' deyip, güruha uyma yerine 'Bir ben örnek olacağım' dersek, neler olacağını görürüz!.."
Hayatta aldığım en büyük derslerden biriydi.
O günden sonra, sokağa hiçbir zaman, hiçbir şey atmadım..
Elimdeki minik çöpü atmak için bilmediğim yerlerde nasıl yürüyüp çöp kutusu aradığımı, bulamazsam, cebime koyup eve getirdiğimi ve kendi çöp kutuma attığımı bilirim. "Bir ben" İstanbul'u temizlemeye yetmedim tabii.. "Bir ben" İstanbul'un trafiğini de düzeltemedim.. O konuyu ayrı yazacağım.. "Bir ben" İstanbul'u insanın beynini zedeleyen gürültü kirliliğinden de kurtaramadım.
Bir ben özeniyorum. Özendiğimle kalıyorum..
Bir ben yazıyorum. Yazdığımla kalıyorum..
Ama "Bir ben" savaşa devam edeceğim..
Çünkü bu İstanbul, benim!..