Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Galatasaray'ın adı ve futbolun tadı!..

İngiliz Ligi'nin lideri, milyarderler takımı Chelsea'nin dünyaca ünlü hocası Mourinho meğer ne korkarmış Galatasaray'dan.. Dünya ekranlarda şaşkınlıkla izledi, sahadaki korkak futbolu ve kenarda, dudakları uçuklamış seyreden Mourinho'yu Ahı gitmiş, vahı kalmış Galatasaray'ın adı yetti, Mourinho'nun takımını hele o ikinci yarıda, en anti futbol, en korkak oyun, en vakit geçirme taktikleri ile oynatmasına..
Eğer Mancini, akla sığmaz bir takım gariplikler içinde şaşkınlıklar yapmasa, o korkaklığın bedelini de çok ağır ödetirdik ya..
Şimdi, konum ne Mourinho, ne de Mancini!..
Bu maçtan çıkarılacak sonuçlar ve alınacak derslerle, Türk futbolunun yönünü çizmek zamanı geldi, diye düşünüyorum...
Şu gerçeği kabul edelim.. Dünyanın her yerinde Kulüp Takımları Milli Takımların önüne geçmeye başladı.
Dört yılda bir yapılan Dünya ve Kıta Şampiyonaları, sadece finalin oynandığı yıl konuşulur gibi olurken, biri biterken, yenisi başlayan Şampiyonlar Ligi, futbolseverlerin hayatından hiç eksilmiyor.
Ülkeler adlarını artık milli değil, kulüp takımları ile duyuruyorlar. Çünkü başta televizyonlar, dünya medyası, kulüpleri her hafta takip etmenin daha cazip olduğunun farkına vardı.
Futbolseverlere bakın.. Önce kulüplerini tutuyorlar. Milli takımlar ikinci plana düştü. Başarı, şan, şöhret, tanınma, tanıtma, duyurma, kulüplerle oluyor..
Şampiyonlar Ligi yokken, hatırlayın..
Milli takımlar efsaneydi.
1950-60'lı yılların Brezilya, Almanya, Macaristan milli takımlarını mesela, benim kuşağım hâlâ ezber sayar.. Ki o zaman televizyon bile yoktu.
Bugün, hem de bu yaz kendi ülkesinde Dünya Kupası düzenleyecek Brezilya'dan üç isim sayacak çıkar mı, bu yazıyı okuyanlar arasında?.
Neymar Brezilyalı mı, Barcelonalı mı sizce?. Messi deyince, Ronaldo deyince aklınıza ülkeleri mi geliyor, kulüpleri mi?.
Bunları niye söylüyorum..
"Milli takım da milli takım" diyerek, dünyanın en aptal kararını aldık ve yürürlüğe koyduk.. "6+0" kuralı.. Her kulüp sahaya en fazla 6 yabancı ile çıkabilecek.
Ötekiler tribünde oturacak..
Kendi aramızda oynarken, birbirimizi yerken, kaça kaç oynadığımız önemli değil.. Ama Avrupa maçlarına nasıl yansır, bu aptal, bu rezil intihar kuralı, düşünen olmadı.
Galatasaray mesela, haftalarca tribünlerde oturan futbolcularını, hem de en kritik Şampiyonlar Ligi maçlarında sahaya sürmek zorunda kaldı.. Niye?.. 6+0 da ondan..
Sahada 6 tamam.. Aslında o da tamam değil ya.. Karşındaki rakip dünya karması gibi sahaya çıkarken, sen niye kısıtlanıyorsun?. Dünya futbolcularının pasaportlarına değil, takımın yerine bakıyor.. "İstanbul.. Türkler" diyor..
O zaman?. Dedim ya, "Hadi sahada 6" diye kısıtladın.. Peki geri kalanlar niye tribüne.. Bu nasıl akıl, bu nasıl izan, bu nasıl yöneticiliktir?.
Bir aptalca kararı birileri almış.. Medya dahil kimse farkına varmamış. "Pat" diye yürürlüğe girdi. Ama girince, rezalet ortaya çıktı. Bu kuralın değişmesi gerek..
Derken, bu kuralın değişmesi gerektiğini en iyi bilen adam Fatih Terim de, Türkiye Futbol Direktörü oldu.. Ama gelecek sezon, 6+0 bile değil, 5+0 diye başlayacak.
Bırakın düzeltmeyi, daha da kötüye gidecek durum. Avrupa kupalarına takımlarımız maçlara daha da ezik, daha eksik, daha mahkûm başlayacaklar. Avrupa'da başarı şansımız hiç kalmayacak.
Bunu en çok umursaması gereken makam, Spor Bakanlığı.. En çok umursaması gereken kurum, Futbol Federasyonu..
Ülkede Spor Bakanı var mı, bilmiyorum.
Bilen var mı?.
Bildiğim, bugünkü Özerk (!) Futbol Federasyonunu, eski bakanın alenen ve resmen emirle, talimatla atadığı..
Atanan bu federasyon da, 6+0'ın uygulamada ortaya koyduğu rezilliğe bakıp, anında değiştirme kararı alacağına, sindi, sustu..
Kulüpler Birliği, Fenerbahçe'nin katılmadığı toplantıda 17'ye karşı sıfır oyla kuralın değişmesini federasyondan isteme kararı aldı. Hemen Federasyona gittiler..
Tayinle göreve gelenlerin Başkanı (!) açıklama yaptı.. "Altında 18 imza olmadan, değişiklik kararı almam.."
Acze bakar mısınız?. Bu Federasyon 1922 yılında kurulduğundan beri, hangi kararı için kulüplerin ittifakını aradı.. Böyle bir kural, böyle bir gelenek mi var?.
6+0 kararını kulüpler ittifakla mı verdiler?.
Federasyon Başkanı'nın (!) sözlerinin anlamı açıktı. "Bana altında Fenerbahçe'nin imzası olmayan hiçbir kararı kabul ettiremezsiniz.."
Daha açığı ile Yıldırım Demirören dedi ki, "Bana bir tek Aziz Yıldırım talimat verir. Ben onun dediğini yaparım.."
Bu 6+0 aptal ve Türk takımlarını Avrupalı rakipleri önünde maça 1-0 mağlup başlatan karar olmasa, Galatasaray, ne bu aptal ve şaşkın transfer politikasını uygular, ne de aldıklarını tribünde öldürmek zorunda kalırdı.
O zaman, ölüsünün bile yettiğini gördüğümüz Chelsea'yi perişan eder, çeyrek değil, yarı finali de geçer, hatta şampiyon olurdu.
Bu da bize, ülkemize neler kazandırırdı, yeni Spor Bakanı bir düşünmeyi denesin.
Eğer gerçekten Spor Bakanı ise, eğer gerçekten Türkiye'nin bakanı ise, bu emir kulu federasyonu görevden alır, Futbol Genel Kurulu'nu toplar, orada gerçekten özgür seçimler yapılmasını sağlar, gerçekten özerk bir federasyonun göreve gelmesinin yolunu açar.
O zaman bu aptal, bu kulüpleri ezen kurallar akıllı, dengeli kararlarla değiştirilir, Türk takımlarının Avrupa maçlarına yenik değil, eşit başlaması imkanını yaratılır..
Eğer bu ülkede Spor Bakanı varsa, tabii..
Bir sözüm de Fatih Terim Hocama..
Hala susmak ve bir kenarda sessiz sedasız oturmak sana yakışıyor mu?.
Türkiye'de futbolcu yetişmesi, kulüpleri öldüren bu aptal yasak kararlarıyla mı sağlanır, yoksa ülke çapında bir alt yapı seferberliği ile mi?.
Bu ülkede kulüplerde de, Milli Takım'da da en çok çalışan, ikisinde de en büyük başarılara ulaşan adamsın.
Senden iyi bilecek otorite, uzman var mı?.
Niye susuyorsun Fatih Terim?.
Aziz Yıldırım seni de mi korkuttu?.
Galatasaray'dan Ünal Aysal yolladı, Milli Takım'dan da Aziz Yıldırım gönderir diye mi endişe ediyorsun?.
Fatih Terim işsiz kalır mı hocam?.
Avrupa'da sana kulüp mü yok?.
Masaya elini reklamlarda vurmak kolay hocam.. Ben de yaparım..
Türkiye Futbol Direktörü diye oturduğun makamda vur yumruğunu masaya da görelim!.."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA