Mekteb-i Mülkiye'deki hocalarımın hemen hepsiyle gurur duymuşumdur. Onların öğrencisi olmak, bana çok şeyler kattı..
Sevgili hocalarımdan ikisi gündemdeydi bu hafta.. Birisi, gururlarıma gurur ekledi. Tüyap Kitap Fuarı'nın Onur Ödülü'nü aldı.. Taner Timur..
Öbürü, Attila Karaosmanoğlu.. Fena halde üzdü.. Kaybettik.. "Taner" derdik ona.. Bizimle kardeş gibiydi, hep aramızdaydı. Bizim girdiğimiz yıl mezun olmuş, okulda kalmıştı.. Öğrenciliği devam ediyordu sanki.. O kadar yakındık..
Teması "Tarih: Geçmişteki Gelecek" olan Fuar, tarihçi yazar, akademisyen Taner Hocamı seçmeyecekti de kimi seçecekti ki..
Attila Hocamla daha da yakındık. Ankara Koleji'nin arkasında, İçel Sokağın köşesindeki apartmanın ikinci katında biz otururduk. Üçüncü katında hocamlar.. Annesi Eda çok severdi beni.. Sıcak yaz günlerinde elimde bir küçük tencere onların kapısını çalardım her öğle.. Eda teyze açar, tenceremi buzla doldurur, bir de yanağımdan öperdi. Buz dolabı vardı onlarda.. Bizde yoktu, o zamanlar..
Bazen gitmezdim ben, artık utanır mıydım, bilmem..
Kapı çalardı.. Açardım ki, Eda teyze buz yollamış yukardan..
Okulda da çok, ama çok sevilirdi, Attila Hocam.. Dünyanın sayılı ekonomistlerinden ve plancılarındandı. Dünya Bankası Başkan Vekilliği yaptı, yıllarca..
Nurlar içinde yatsın!..