"Ve" den sonrasını başlığa koymadım ama buraya yazacağım, hem de şeddeli.. "Eşekler ve eşşoğlueşşekler!.."
Niye?..
Sevgili Dostum Erol Yaraş "BenHaber" diye bir yerel gazete çıkarıyor İzmir'de.. Bana da yolluyor.. Orada, Erol'un köşesinde okudum.
İzmir'de gitmediğim ama çok sevdiğim bir ada var. Eşek Adası.. Mustafa Hocam anlatmıştı. Sahipsiz eşekleri burada doğaya salar, orada özgür yaşamalarını sağlarlarmış, çocukluğundan beri..
Erol, adaya gitmiş, bakmış, piknik sahiliyle eşeklerin yaşadığı yer arasına elektrik verilmiş tel örgüler konmuş. Hemen kaleme sarılıp döşenmeğe karar vermiş, "Zavallı eşeklerden ne istiyorsunuz" diye.. Sonra bakıcı Mustafa'ya rastlamış, onunla konuşunca, başından aşağı kaynar sular inmiş..
Meğer tel örgüler, eşeklerin insanların piknik yaptığı sahile inmelerini önlemek değil, insanların eşeklerin bölgesine girmelerini engellemek için yapılmışmış..
Niye?.
Girmişler, üç zavallı, yaşlı eşeğin ayaklarını döve döve kırmışlar. Girmişler.. İçtikleri rakının şişesini kırıp yedikleri karpuzun kabukları arasına cam kırıkları yerleştirmiş, eşeklere atmışlar. Hayvanın midesi parçalanmış..
Girmişler, eşekleri kaçırıp, kesmişler, sucuk yapıcılarına satmışlar.
Şimdi siz benim yerimde olun da "Eşekler ve eşşoğlueşşekler" demeyin bakalım..