14. Antalya Piyano Festivali'nin açılışının ilk bölümünde, muhteşem bir baş yapıt, inanılmaz "Water/Su" yu Antalya Senfoni eşliğinde Türkiye'de ilk defa seslendirip salonu büyüleyen Fazıl Say, ikinci bölümde piyanosunun başına tek başına geldi. Eline mikrofonu aldı.. "Geçen gün bir taksiye bindim..
Gidiyoruz.. Şoför beni tanıyor.. Döndü, dedi ki.. 'Fazıl Ağabey.. Biz seni çok seviyoruz ama, Chopin, mopin anlamıyoruz..
Biraz da bizim anlayacağımız şeyler yapsana.."
Uzandı. Piyanonun üzerinden bir CD aldı.. "İşte onun istediği albüm.. Bu CD'de, en ünlü şairlerimizin dizeleri üzerine yaptığım besteler var.. Pazartesi piyasaya çıkacak. Şimdi sizlere onları hem anlatacağım, hem de Serenad'la birlikte seslendireceğiz.."
Serenad'ı sundu sonra..
Serenad bizim Ankara yıllarımızın kahramanlarından Savaş Bağcan'ın kızı..
Savaş, Bağcan Kardeşlerin en büyüğü ama, en ünlüleri Selda.. Savaş, benim ve menecerliğini yaptığım Modern Folk Üçlüsü'nün en yakın dostlarından..
Bağcan Kardeşlerin Beethoven diye bir kulüpleri var, her boş vaktimiz orda geçiyor nerdeyse..
Bütün Bağcan Kardeşler müzisyen aslında.. Hele Latin Müziğini harika yapıyorlar, dinlemeye doyamıyorsunuz..
Fazıl "Bu şarkıları ben 20 yıl önce bestelemiştim..
Seneler boyu okuyacak sesi bekledim" dedi.. "Kolay şarkılar değil, çünkü.. Bir defa klasik eğitimin olacak.. İkincisi pop müziğe, mikrofona aşina olacaksın.. Üçüncü, Anadolu müziğini iyi bileceksin..
Serenad, klasik eğitim almış. Devlet Çok Sesli Korosu üyelerinden.. Gece kulüplerinde pop müzik söylemiş uzun zaman..
Anadolu'ya gelince.. Halası Selda Bağcan.. Yetmez mi?."
Ötesini siz biliyorsunuz aslında..
Fazıl ve Serenad bu şarkıları ilk kez birlikte bu yaz Enka'nın o dünya tatlısı açık hava tiyatrosunda seslendirmişlerdi, ben de uzun uzun yazmıştım..
Antalya ilk defa dinliyor.. Ben de onları dinliyorum..
Herkes mest.. En çok mest olan da, Ayşe..
Dün yazmıştım.. Özer'in 4 yaşındaki kızı.. Gözlerini Serenad'dan ayırmadan dinledi tüm şarkıları..
Her şarkının sonunda alkış kıyamet..
Çarşamba akşamı, Boğaziçi Üniversitesi'nde Albert Long Hall'de "Üç Ünlü Solist/ Üç Başyapıt" konserine giriyordum, lobide klasikçi dostlarım tezgahlarının başında bekliyorlar.. "Fazıl'ın 'İlk Şarkılar'ı geldi, ister misiniz" diye bir CD uzattılar..
İstemem mi?.
Kaptım hemen.. Metin Altıok, Hayyam, Cemal Süreya, Can Yücel, Pir Sultan Abdal, Nazım Hikmeti Muhyiddin Abdal dizelerinden oluşmuş 10 şarkı.. Onu da birbirinden güzel.. Benim için en güzelleri, Nazım'la Orhan Veli.. Hele "İstanbul'u dinliyorum.."
Salon bir daha yıkıldı.. Dinmedi alkışlar, dinmedi, dinmedi, dinmedi!..
Şimdi bu konserin öncesinde ve sonrasında geçirdiğim sürpriz saatler var ki, Antalya'da, onları da anlatacağım..
Haftaya..