Çarşamba akşamı saat yedilerde içim kıpır kıpır oldu, büyülenmiş gibi.. Çarşambaları o saatlerde Boğaziçi Üniversitesi'ne, Albert Long Hall'e gitmeye, orada harika saatler geçirmeye o kadar alışmışım gibi, beynim bağımlı hale gelmiş adeta..
Oysa mayıs başında kapandı sezon..
Hem de ne kapanış..
O ne flamenco şovuydu.. Maria Tavora'yı üç yıl önce gene ayni sahnede seyrettiğimde başım dönmüştü.. "Flamenco buysa, Madrid, Barcelona'da seyrettiklerim neydi" demiştim.
Maria evlenmiş. On aylık bebeği var.
Arada inip emzirmiş, Evin (İlyasoğlu) söyledi..
Harikaydı gene.. Bu kadar güzel, bu kadar dişi, bu kadar sanatçı..
Las Minas dansında bir boğa güreşi seyrettim sahnede..
Boğa da Maria idi, Toerador da..
Nasıl jestler, mimikler, adımlar, kıvrılmalardır onlar..
Rektör Gülay Barbarosoğlu, "Bu muhteşem kapanış bize önemli bir görev yüklüyor" dedi.. "Gelecek yıl, çok daha muazzam bir program yapmak zorundayız.." Teşekkürler rektörüm.. Teşekkürler Evin..
Sonbaharı iple çekeceğim!..
Boğaziçi öğrencileri!.. Ne kadar talihli olduğunuzu biliyorsunuz değil mi?.