ahaber'de 90a'yı çektik eve döndüm, akşam üzeri.. Yorgun.. Öfkeli..
Salondaki divanıma uzanmadan televizyona dokundum. DigiTurk 104'te TRT, eski yayınlarından seçmeler yayınlıyor.. Anılar, nostalji.. Dinlendirir, yatıştırır beni, belki..
O saatteki program Hey Gidi Günler Hey!..
Dediği 1990'lı yılların başları.. Ekranda Sezen.. O bakmaya kıyamadığım, o âşık olduğum dünyanın en anlamlı, en güzel yüzü..
O yanaklar, o dudaklar, o dişler.. O gözler.. Hele o gözler..
En sevdiğim şarkılarından birini söylüyor.. Meral Okay'la birlikte yazıp, Uzay Heparı ile müziklendirdiği..
..Ve de nasıl insanın içine içine söylüyor..
"Eller günahkar
Diller günahkar
Bir çağ yangını bu
Bütün dünya günahkar
Masum değiliz hiçbirimiz."
Az evvel 90a'daki konuşmalarımın özeti bu yahu, bakar mısınız?.
Burak'ı kurban vermişiz.. O mu kurban?.
Yusuf'u yakalamışız.. O mu katil?..
Hepimizin kurban olabileceği bir ortamı el birliğiyle yaratmışız.. Hepimizi katil yapabilecek bir ortamı..
Masum değiliz hiçbirimiz!..
En başta Türkiye Büyük Millet Meclisi..
Sporda Şiddetle mücadele edecek en iyi yasayı çıkarttılar. Ama daha bir kere uygulamadan, bir gecede değiştirdiler. Bütün partiler bugüne dek iki kez birleştiler. Birincisi buydu.. (İkincisi, kendilerine kıyak yapmak..)
Yenisi, çok daha hafif çıktı, ama o da uygulanmadı..
Savcılar uygulamadı. Polis uygulamadı.. Yargı uygulamadı..
Holiganlar, her şeyi yaptıklarında yanlarına kâr kaldığını gördüler.
Kulüp yöneticileri, teknik adamlar, bu holiganları tahrik etmek, birbirlerine saldırtmak için en iğrenç lafları pervasız ettiler.. Çünkü haklarında dava açılmayacağından eminlerdi. Nitekim açılmadı da..
Ortalık gerildi, gerildi.. Suçlular takip edilmediler, cezasız kaldılar. Meydanın boş olduğunu gördüler, azdılar.. Tahriklerle azdırılıp kudurtuldular. Sonra bir basit atışma ile bitecek kavgada biri ötekini öldürdü. Bir kurban verdik.. Yüzlerce verebilecekken bir kurban verdik.. Ucuz bedeldi.. Ateş düştüğü yeri cayır cayır yaktı, ama ötesinin umuru olmadı.
Yusuf yakalandı, iş bitti.. Gerçek suçlular, yani "Hepimiz" elimizi kolumuzu sallayarak dolaşırken..
Hadi bir "Cumhuriyet Savcısı" çıksın da "Ben görevimi yaptım" desin bana..
Volkan, Sabri'ye saldıramazdı aslında.. Çünkü Saracoğlu'nda değil, Karacaahmet'te olurdu, eğer o kurşun gibi gelen votka şişesi on santim daha şaşsaydı. Arena Stadı'nda Volkan'a o ölümcül şişeyi atanı herkes biliyor. Arena Stadı'ndaki 280 güvenlik kamerasından birinde kaydı da var. Ama adam aramızda dolaşıyor. Çünkü ünlü biri.. Sosyetik. Sarı Çizmeli Yusuf değil ki adı..
Saracoğlu Stadı'nda kendi oyuncusunu yaralayan telefonun sahibi de belli..
Viski şişesini sallayan da..
Stat güvenlik kayıtlarında var. Ama kayıtlar, savcıda değil, başkanda..
Ne kadarını isterse o kadarını verir.
Geçen yıl Bağdat Caddesi'ni yakan, Kızıltoprak benzincisini havaya uçurmalarına ve Kadıköy'e tarihin en büyük faciasını yaratmalarına ramak kalanlar da kayıtlarda..
Yapanların hepsi kameralarda kayıtlı, ama hepsi serbest.. Çünkü bu ülkede Sporda Şiddet Yasası, geçin Türk Ceza Kanunu bile uygulanmıyor.
Herkes azdırıyor. Korkusuz.. Herkes saldırıyor, korkusuz..
Holiganizmi dünyaya İngilizler armağan etti. Ama ilk kökünü kurutan da onlar oldu.
Çünkü, İngiliz Başbakanı BBC'ye çıktı.
"İngiliz olduğumdan utanıyorum" dedi..
Bir kampanya başlattı. Bitirdi işi..
Biz, Taksim'de iki İngiliz taraftarı öldürdüğümüzde "Two size" diye manşet attık. Adamları 2-0 yenince de "Dışarda 2, içerde 2" diye birinci sayfa yaptık..
Yapanları alkışladık, baş tacı yaptık..
İngiltere'de holigan yok mu hâlâ?.
Var, görüyoruz. Adam sahaya para atıyor..
30 saniye sonra yayıncı kuruluş, polisin gelip o parayı atanı tribünden alışını gösteriyor. 30 saniye sonra..
Bütün İngiltere, bütün dünya, orada yapılanın kimsenin yanına kâr kalmayacağını biliyor.
Bizde ne oluyor?..
Hiçbir şey..
Hiç- bir- şey!.
Peki "Hiçbir şey" olmayışına ses çıkaran var mı?.
Adalet Bakanı?..
İçişleri Bakanı?..
Spor Bakanı?. (Güldürmeyin beni..Var mı ki?.)
Göztepe kulübünü savaş alanına çevirenleri seyreden, ama sokakta şarkılar söyleyerek yürüyen Çarşı gurubuna, Amerikan kovboyları gibi at yerine motor üstünde tabanca atarak saldıran polis?.
Federasyon?. Olmayan Federasyon?. Beşiktaş'ı batıranlara teslim edilen federasyon?.
Federasyonun kuruları?.. Meireless'i bu kadar korkusuz, bu kadar ahlaksız olmaya adeta teşvik eden kurullar?.
Şimdi ne bahane bulacaklar acaba?. Bu defa ne sıvısı diyecekler, herifin elindekine..
Medya?.. Dördüncü güç.. Bugün yazıp yarın unutan, kulüpçülüğü amigoluğa, tahrikçiliğe getiren medya?.
Uzandığım yerden dinliyorum Sezen'i..
"Masum değiliz, hiçbirimiz!.."
Var mı içimizde masum olan.. Yusuf'a ilk taşı atmayı hak eden?.
Var mı?.
Var mı, ha?..