Size İstanbul'da bir cumartesi gününü anlatıyorum ya.. Karayolları'nın eşsiz başarısı sayesinde haftanın en rahat günü ve en rahat saatinde, 30-35 dakikalık yolu bir buçuk saatten fazla bir sürede, gene de şükürler ederek tamamlayıp, Bilişim Fuarı'na ulaşmamızın hikayesi köşemizde bir günü kapladı. Bugün kaldığımız yerden devam...
CNR'da, doğru Kuzey Kıbrıs bölümüne gittik.. Fuara bu yıl "Ortak Ülke" olarak katılan Kıbrıslılar, 11'i bilişim, biri televizyon 17 stand kurmuşlar alanlarının çevresine.. Ortada bir misafir salonu hazırlamışlar. Oraya oturduk.. Güven (Osma), Genç TV patronu Ertan Birinci karşımda..
Birden Ertan'la Güven ayağa kalktılar.. Benim arkamda birini görmüş olmalılar. Demek önemli biri.. Ben de kalktım, döndüm ve Spor Bakanımızla burun buruna geldim.. Son zamanlarda gerçekten çok sert eleştirdiğim genç Spor Bakanı Suat Kılıç.. Çok tatsız bir karşılaşma değil mi?. Tam tersi..
Sımsıcak bir gülüşle elini uzattı..
"Nasılsız Hıncal Bey!.. Telefonda görüşemiyoruz.. Ama işte insanlar en umulmadık yerlerde karşılaşıyorlar."
Alkışlamamak elde değil. Bu nasıl "Adam" lıktır.. Bu, en sert eleştirileri, nasıl hoş karşılamadır?.
Çok sıcak bir el sıkışma, çok sıcak bir ayaküstü konuşma oldu. Ancak Bakan'ı Genç TV'ye canlı yayına çağırdılar. Vedalaştık, görüşmek üzere..
O TV standına gitti, ben düşünmeye başladım..
Ona sorular sormuştum. Cevap gelmeyince, ısrarla gelmeyince üslubumu sertleştirmiştim. "Telefonda konuşmadık ama.." ne demekti?. Beni arasa, Yasemin anında bağlar. Evimde tele sekreter var. Birileri "Aradık, bulamadık mı" dedi acaba?. "Kim?.. Niye" derken bir bakanlık bürokratı geldi yanıma.. "Size Basın Müşavirliği'nden bir bilgi vermek istiyorlar" diye..
Bakan'la konuştuğum anında Ankara'ya uçmuş.. Hemen aranıyorum..
Basın Danışmanı "Hıncal Bey" dedi, "Sayın Bakan geçen yazınızın üzerine emir verdi. Sorduğunuz bütün soruların belgeli yanıtlarını Basketbol Federasyonu'ndan istedi. Yakında her şey elinizde olacak.."
Bu şu demek..
Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Başbakan'ın tahsis ettiği 28.5 milyon lirayı, kime, hangi tarihte, hangi makbuzla verdiğini bakanlığa belgeleri ile sunacak. Onlar da beni haberdar edecekler..
Bu haber Turgay Demirel'i hiç mutlu etmeyecek sanırım..
O 28.5 milyonun dağıtımında bir katakulli olmasaydı, bunca zamandır yanıt vermekten niye kaçınır, niye örtbas etmeye çalışırdı?.
Kendisine sorduk, söylemedi. Zamanın Gençlik Spor Müdürü "Anayasal hakkınızı kullanın. Dilekçe verin, sorun" dedi. gov. com.tr'den resmen sorduk. Gene yanıt gelmedi..
Bize akıl öğreten Genel Müdür gitti. Yenisinden de ses çıkmadı, o zamanki Spor Bakanı'ndan çıkmadığı gibi..
Ona da, CHP Milletvekili Şahin Mengü, soru önergesi ve Meclis kanalıyla sormuştu üstelik.
Yanıt veren olmadı.
Araya seçimler girince, önerge kadük kaldı. Mengü yeni Meclis'e giremedi. Harika (!) muhalefet partisi CHP de, konuya sahiplenmedi. Ama ben sormaya devam ettim. Yeni Spor Bakanı Suat Kılıç'a sordum.. Bir daha.. Bir daha sordum.. Hep sessizlik..
Şimdi, Spor Bakanı ile bu "İçten" karşılaşmamız ve ayni anda Ankara'dan gelen haber, Demirel'in suyunun artık ısındığını gösteriyor..
Bizim de yerimizin gene dolduğunu.. Cumartesi gününü anlatmaya yarın devam edeceğim.. İnşallah bitiririz, bu defa..