Son jenerik dönmeye başlarken yerimden fırladım "Ben Roma'ya gidiyorum arkadaş" diye bağırdım yanımdaki arkadaşlarıma.. İçimdeki his o.., Sinemadan doğru hava alanına ve ilk uçakla Roma'ya..
Öylesine hain bir film yapmış Woody Allen.. Öylesine hain..
Hayatınızda bir kez Roma'ya gitmiş, bir gün kalmış olsanız bile filmde sizi yakalayan, anılara götüren ve "Ben ordaydım" dediren bir sahne var mutlak.. Yani diyelim o havalara girecek bir tip değilsiniz.. Onu da hesaplamış Woody.. Gençliğinde Roma'da yaşayan Amerikalı Mimar rolünde Alex Baldwin'i getirmiş "Ebedi Şehir"e.. Onu daldırmış hayallere ki, siz de sizinkileri hatırlayın ve dalın..
Öyle yerlerde, öyle harika çekimler yapmış, bir kenti bir baş rol oyuncusu gibi öyle kullanmış ki, eğer yolunuz bir dönemde Roma'dan geçtiyse, o an "Of.. Of.." diyorsunuz..
Bir de, yurt dışı ilk önemli seyahatini 1961 de Roma'ya yapan bir Üniversite öğrencisi, sonra da defalarca gitmiş bir gazeteciyseniz?..
Allen'in o enfes Roma görüntülerinin hepsinde anılarım var..
O zaman Roma'ya gitmem de ne yaparım?..
Roma'ya Sevgilerle/ To Rome with Love ile ilgili çok şey yazıldı, hala yazılıyor, o yüzden tekrara girmeyeceğim..
Film, paralel akan dört öyküden oluşuyor. Dördü de şirin.. Dördü de romantik.. Dördü de komik.. Duygulanıyor, dalıyor, gülüyorsunuz..
Oyunculuk üst düzeyde.. En iyileri de, uzun aradan sonra ilk kez kamera önüne geçen Woody'nin kendisi.. Aradaki sürpriz eski ustaları kaçırmayın.. Meydanda çekilen film sahnesinde yıldız Ornella Muti.. Oteldeki baskın sahnesindeki yakışıklı otel müdürü Giuliano Gemma, mesela.. Bir de.. Volare'den Nessun Dorma'ya, Napolitenlerin ve İtalyan operalarının en güzel şarkıları..
Daha ne olsun?.
Bu filmi kaçırırsanız yazık olur..
Hatta benim gibi yapın.. İlk fırsatta tekrar gidin!..