Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Geçenlerde Hıncal Uluç'un "Gazeteciliğin bittiği yer" başlıklı bi yazısı vardı. 1957'li yıllara gitmiş, o devirde nasıl zor gazetecilik yapıldığını iki üç paragrafta çok güzel özetlemişti. Bu yazı, beni eski günlerime götürdü. Çok sert muhalefet yapan Yenigün gazetesinde spor muhabiriydim. Mesleğe yeni girişim. Şef Hıncal Uluç..
Devir Demokrat Parti devri adeta diktatörlük.. Basın Özgürlüğünün "Ö"sü yok. Habire gazete kapatılıyor, habire gazeteciler hapse atılıyor. Yazı İşleri Müdürümüz Cemalettin Ünlü de içeri alınınca yardımcısı Öcal Abi'yi (Öcal Uluç) onun yerine getirdiler. Öcal Abi 21 bilemedin 22 yaşlarında. Herhalde, Türkiye'nin en genç yazı işleri müdürü..
Uzatmayım Abuzittincim, istihbarat kadrosu da çok dar, işe yetişilemiyor. Bi gün beni çağırdılar:
"Başbakan Kırşehir'e gidiyor. Onu sen izleyeceksin" dediler. Görev görevdir, ama ben o güne kadar hiç siyasi olay izlememişim. Bırak izlemeyi siyasi haber bile yazmamışım.
Çok soğuk bi kış günü yola çıktık. Foto muhabiri, çektiği sanatsal siyahbeyaz fotoğraflarla sonra çok meşhur olacak Mustafa Türkyılmaz. Kırşehir gezisi Başbakan Adnan Menderes için çok önemli; çünkü burası Osman Bölükbaşı'nın memleketi ve Menderes, Bölükbaşı'nı burada bi türlü alt edemiyor. Önümüzde seçimler var. Adı geçmişken Osman Bölükbaşı'nın muhteşem bi hatip olduğunu hatırlatayım. Hem esprili, hem çok sivri dilli, hem de "taşı tam gediğine koyan" bi üslubu var. Meydanlarda, İnönü'den de, Adnan Menderes'ten de çok büyük kalabalıklar topluyor ama beklediği oyu alamıyordu.
Neyse, Başbakan önce Mucur'a gidecek dediler. Gazeteciler önden gidip yerimizi aldık. Felaket soğuk ve tipi, dudaklarımızı birbirine yapışıp kalmasın diye aralık tutuyoruz. Başbakan da epey gecikti.. Bi tepeden Mucur'a giriliyor. Nihayet bi adam, o kış kıyamette üzerinde sadece ceket, kollarını havaya kaldırmış kalabalığa doğru yürüyor. Adnan Menderes paltoyu atmış halkı kucaklamaya geliyor. Bu manzarayı gören Mucurlular donduklarını unutup Başbakan'a doğru koşmaya başladılar.
Yer kalmıyor kısadan gideyim. Adnan bey konuşmasını yaptı, yandaki hükümet binasına geçildi. Ortada kocaman bi soba, Samet Ağaoğlu, hükümet erkanından öteki önemliler ve biz gazeteciler hep birlikte ısınıyoruz. Başbakan'ın gözü bi ara bana takıldı. "Yaklaş bakayım genç adam sen kimsin?" dedi. Yaklaştım "Ben Yenigün gazetesi muhabiri..." diye kendimi tanıttım. Adnan bey gülerek "Yahu dedi, bula bula seni mi buldular, nerede ötekiler?"
"Sayın Başbakanım, onlar hapiste bi ben kaldım!."
Bi an sessizlik oldu, sonra Adnan Menderes kahkahayı patlattı. O gülünce herkes rahatlayıp güldü. Rahmetli şöyle bi kafamı okşadı sonra konu değişti.
Bi zamanlar böyle Başbakanlar da vardı Abuzittincim.
Münasip yerlerinden öperim, kardeşim.
Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA