Kandil'dekiler kim?.
Türkiye Kürtleri.. Belki içlerine 5-10 İran, Irak Kürdü de karışmıştır.
Belki bir kaç tane de, başka milletlerden maceraperest.. Yani nerdeyse tümü, Türkiye'den..
Ne zamandan beri?..
30 yıldır!..
Yani, Türk Ordusu hiçbirini etkisiz hale getirmese, terörü başlatanlar yaşlılıktan ölüp gidecek, en gençleri bugün geçin dağa çıkmak, sokakta zor yürüyen emekliler olacaklardı..
Buna rağmen, Kandil'de nüfus durmadan artıyor, durmadan da gençleşiyor.. Neden?..
Çünkü Kandil besleniyor.. Sen ne kadar savaşırsan savaş, ne kadar etkisiz hale getirirsen getir, yenileri artarak geliyor..
Nerden besleniyor?.. Türkiye'den..
O zaman, askerin yıllardır söylediği ama bir türlü dinletemediği lafa geliyoruz..
"Asker görevini yapar. Savaşır.. Ama terör askeri yöntemlerle bitmez.
Kandil'in beslenmesi önlenmedikçe sürer gider.."
Peki, Türkiye Kürtleri'nin Kandil'i beslemesi nasıl durdurulur?.
1- Kürtleri bu ülkeden temizleyerek.
Bunun da iki yolu var..
a- Bir 1915 sürgünü daha yaparsınız.
Bu ülkedeki tüm Doğu Kürtleri sürülür..
b- Ülke haritası değişir. Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgeler, Türkiye sınırlarından çıkarılır. "Buralar artık Türkiye değil, ne haliniz varsa görün" denir.
2- Kürtleri bu ülkeye kazandırarak..
Türkiye'de yaşayan mutsuz, umutsuz ve öfkeli Kürt gençleri, bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyan, mutlu, umutlu ve neşeli insanlara dönüştürecek sosyal ve ekonomik reformlar hızla gerçekleştirilmeye başlanır.
Durum bir günde düzelmez ama, yapılanlar öyle umut verici olur ki, Kandil'i besleyen damarlar kendiliklerinden boşalır, daralır hatta ortadan kalkar..
Söyleyin bakalım.. Aklınıza bir dördüncü yol geliyor mu?.. "Efendim asker bu işi çözer.."
Hayır çözemez. Onu unutun.. Amerika Vietnam'ı çözdü mü?. Düşük Yoğunluklu Savaş deniyor bunun adına, askeri terminolojide artık. M. Ali Ağabey (Kışlalı) kitabını da yazdı yıllar önce.. Düşük Yoğunluklu Savaş, o savaşı yaratan koşullar değişmedikçe sürer gider. Muntazam ordular, yöre halkının içinde beslenen, içinde saklanan, içinden destek gören, vur kaç kuvvetlerine durmadan savaş kazanırlar.
Zaman zaman temizlediklerini de sanırsınız.
Ama kaynak yerinde durdukça, başarı geçicidir, görüntüdür. Terör hep beslenir. Hep sürer.. Bunları yaşamadık mı, biz..
O zaman..
Ya temizleyeceksiniz. Ya kazanacaksınız..
Temizlemenin yazdığım iki yolu da akıl dışı.. 21'inci yüzyılda bir "Tehcir/ Kitlesel Gönderme"yi düşünmek bile, Türkiye'yi bitirir. Dünya gözünde Suriye'den beter duruma düşeriz. Mümkün değil.
Bu ülkenin topraklarından bir karış vermeyi tartışmaya açan ne hale gelir, onu da düşünün. O da mümkün değil..
Birinci şıkkı çöpe atın hemen..
Geriye bir tek şık kalıyor, Kandil'in beslenmesini önlemek, kurumasını sağlamak için..
Bu ülke Kürtlerini kazanmak..
Ayni ulus, hatta kardeş olamasak bile, barış içinde bir arada yaşamayı sağlamamız gerek.
Ki ben, bu dünyada "Amerikan" diye bir ulus varken, biz niye olmayalım" diyenlerdenim, en azından iç barışı başarabiliriz.
Nasıl?..
O konudaki görüşlerimi de anlatacağım, yavaş yavaş..