İshak Alaton dostumu tanıyamaz hale geldim.. Zaten paramparça milleti "Bir de ben böleyim" diye savaşan bir lider sanki..
Sevgili Halit Kakınç, bir roman yazmış.. İkinci Dünya Savaşı'nın hazin olaylarından biri, Struma'yı konu edinen. Bir tanıtım günü düzenlemiş.
Aaa!.. Halit ortada yok. İshak Alaton baş rolde.. Resimler, haber filmlerinde o.. Kitabı o imzalıyor..
..Ve de konuşuyor.. "1942'de ülkeyi yöneten katiller.."
Katiller kim?.. Bu cumhuriyeti kuranlar.. Katiller kim?. Bu ülkeyi İkinci Dünya Savaşı'na sokmayarak, o müthiş felaketin sınırlarımızdan dönmesini sağlayanlar..
Alaton, o yılları hatırlıyor. 14 yaşındaymış.. Ben 3 yaşındaydım ve annemi babamı henüz görmemiştim. Annem beni doğurmuş, bir hafta kucağına almış almamış, Kilis'te yaşayan anneanneme emanet edip Kırklareli'ne gitmiş, babamın yanına..
Beni niye götürmemişler..
Çünkü savaşın eli kulağında.. Alman panzerleri sınırlarımızda dolaşıyor.. Trakya sınırlarına siperler yapmışlar.. Teğmen Fuat Uluç siperde.. O siperler ne işe yarar bilinmez.. Almanlar, dünyanın gelmiş geçmiş en geçilmez savunma hattı diye ilan edilen Majino'yu 24 saatte geçmişler.. Fransa 2 günde düşmüş.. Bizim, Kurtuluş Savaşı'ndan kalma piyade tüfekleri tankı, önler mi?.. Ama vatan savunulacak.. Ölüm pahasına.. Ölünecek zaten. Başka yolu yok..
Er Sadi Hoşses de o siperlerde.. Yeni nişanlı.. Ama askere koşmuş, siperde bekliyor.. Beklerken yazıyor, ölümsüz şarkısını.. Uzun uzun çekilmiş "Offf.. Offff" diye başlayan şarkı hani..
"Sabret gönül, bir gün olur bu hasret biter,
Çekilen acılar canım gün olur geçer.."
Almanlar ya Türkiye'ye girecekler, Musul petrollerine inmek için.. Ya Kuzey'e, Romanya ve Rusya petrollerine yönelecekler..
Türkiye kolay.. Rusya ise bütün askeri uzmanlara göre intihar olur.. Yani İshak Bey dostum.. "Gittik gidiyoruz" günleri, saatleri, dakikaları hatta.. Durum o kadar kritik.. Ölüm kalım anları yaşıyoruz. Herkesin kulağı parazitli radyoda..
İşte o ortamda İsmet İnönü ve arkadaşları bu ülkeyi savaşa sokmadılar..
Soksalardı, Kilis'e emanet edilen ben ne olurdum bilmem.. Ama İstanbul'da yaşayan siz, aileniz, soyunuz, tüm ırkdaşlarınız ne olurdu, onu bilmek çok kolay?.. Alman, Fransız, Polonya, Avusturya, Romanya, Baltık ülkeleri, yani işgal edilen bütün topraklardaki Yahudilere ne olduysa, o..
Kim bilir hangi toplama kampına gidecektiniz, hangi gaz odasında can verecektiniz?..
"Katiller" bu ülkeyi, ama en önemlisi bu ülkenin Yahudilerini kurtardılar..
O savaşa girsek, hayatta kalır mıydınız?. İziniz kalır mıydı?. O katillerin kurduğu cumhuriyet sizin yaşam hakkınızı sağladı.. Size bugünkü zenginliğinizi, servetinizi sağlayacak ortamlar hazırladı.. O katiller ülkeyi savaşa sokmayarak, sizin soyunuzu kurtardı.
Hataları olabilir.. Kimin yok ki?. Ama en başta siz, teşekkür borçlusunuz, sadece teşekkür..
Sevgili Dostum..
Bugün bu ülkede, hayatta kalan, en zenginler arasına giren ve böyle konuşmaktan çekinmeyecek kadar özgür ve güvenli bir İshak Alaton yaşıyorsa, o katillerin, kurdukları ülke ve o katillerin ülkeyi savaşa sokmamak için izledikleri muhteşem dış politika sayesindedir..
Bunu hiç ama hiç unutmayın, dostum!..
Bir gün gene yemek yiyelim, bunları konuşalım, ne dersiniz?..