Sevgili Erman (Yerdelen) "Ben sana bir kuru fasulye yaptırayım da gör" deyince koştum.. Asker çocuğu olmamdan, ya da ülkede meyve ve sebzenin mevsimlik ve çok pahalı, bizim de yoksulluk yıllarında büyümemizden midir bilmem, en sevdiğim tencere yemeklerinin başında gelir kuru..
Taa zamanında, Sabah İki Telli'deyken, yemeklerimizi Beyti yaparken (Ne mutlu günlerdi onlar, kıymetini bilmediğimiz) spor salonumuz, yüzme havuzumuz, barlarımız varken, bir gün Beyti Bey'e "Hep böyle sosyetik yemekler yapıyorsun usta.. Bir kuru yapsana" demiştim.. "Nasıl olsun" dedi, "Etli mi, pastırmalı mı?."
Laf olsun diye "Pastırmalı" dedim. bana pek fark etmez, oysa..
Beyti Bey üç gün görünmedi.. Sonra öğrendim. Kayseri'ye gitmiş, pastırma seçip almaya.. Beyti Bey kendi elleriyle seçmediği hiç bir şeyi, pişirmez, her sabah beşte hale giderdi mesela, marulun en tazesini seçmek için..
Ama bak kaç yıl geçti aradan, tadı hala damağımda bir kuru yemiştik.. Erman'ın kurusu, o günden bu yana yediğim en harikası.. Bir tabakta kesti hain adam.. Efendim Nusr-et'ten de ızgaralar varmış.. Yahu ben bekar adamım, her gün ızgara yiyorum.. Şu fasulyeden bir tabak daha.. Nuh orda, Peygamber kayıp..
Tatlı yerine bir "Kuru" dahaya ikna ettim de yemek harika bitti.. Kilis Müftüsü dedem Muharrem Efendi, "İyi bir yemekten sonra ya 40 adım koşmalı, ya sırt üstü yatmalı" derdi..
Erman "Yürüyeceğiz" dedi.. "Sana NTV'nin yeni stüdyolarının da olduğunu yeni "Ev"ini gezdireceğim..
İnşaat halindeyken daha bir köşede "Kırmızı Çizgi" yapardık, NTVSpor bizi kovmadan, Mehmet Aslan'la.. NTV'de kaderimiz bu.. Haşo ile de, 90 Dakika'dan kovulmuştuk.. Ben o "Boşluk"u bilirdim sadece..
Erman, bir yığın koridordan geçirdikten sonra bir kapı açtı, stüdyolar bölümüne..
Hani "Açıl susam açıl" der Ali Baba, mağaranın önünde.. Dağ yarılır ve bir hazine mağarası çıkar Ali Baba'nın karşısına...
İşte o an, Ali Baba ne hissettiyse, ben onları hissetmiş olmalıyım..
Bunlar nasıl stüdyolardır?. Nasıl bir tasarım.. Nasıl bir zevk ve nasıl işlevsel..
Gezmeye doyamadım, yorgunluktan öldüğüm halde..
Amerikalılar yapmışlar.. Ama en son teknolojiyi getirdikleri için Amerika'da bile yokmuş böylesi.. Yok.. Ben dünyada çok televizyon gezdim, böylesini görmedim..
"Hıncal Harikalar Diyarında" koydum, turun adını..
Gezimiz, gene akıllara seza bir Fitness Center, çalışanlar için bir araya gelme, buluşma, eğlenme merkezi olma vizyonu ile en modern aletlerle dizayn edilmiş bir "Keyif /Mutluluk Dünyası"nın yanındaki harika kafede sona ererken Erman'a "Burada çalışanlar, ne kadar ayrıcalıklı olduklarının farkındalar mı acaba" dedim..
Teşekkürler başta Ferit Bey, tüm emeği geçenlere, mesleğim ve meslektaşlarım adına..