Aspendos'un açılışına, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen'in çok manidar, çok anlamlı ve aslında çok sitem dolu konuşması damga vurmalıydı. Döner dönmez bu konuşmayı ele alacaktım. Aile içi yaşadığımız acı olaylar, kafamdaki programı darmadağın etti. Yazamadım, ama geçen günler içinde baktım, kimse de yazmadı. Kimse üzerinde durmadı.. Konuşmadı..
Aspendos, dünyanın en muhteşem Tiyatrosu bana sorarsanız.. 2 bin yıldır dimdik duran bir anıt. Yüz binlerin onu ziyaret etmesi için içinde bir şey sahnelemenize de gerek yok. Dünyanın dört bir yanından gelenler, burayı görmek, gezmek, resim çektirmek için çırpınıyorlar, zaten..
Antalya yöresi, dünyanın en güzel turizm bölgesi.. Deniz, güneş, kumun en güzeli.. Binlerce yıllık bir tarihin en benzersiz hazineleri.. Doğal organik en çeşitli ve en lezzetli meyve ve sebzelerin yetiştiği bir verimli cennet.. Ucuz ama kaliteli..
Turist daha ne ister ki..
Şimdi böyle bir turist cennetinde, böyle bir tiyatroda 19 yıldır bir festival yapıyorsanız, artık her defasında yer yerinden oynamalı..
Öyle mi oluyor peki?.
Ne gezer?..
Bir garip kararla yarısı kapatılmış, 2500 kişiye düşürülmüş tiyatro açılışta bile dolu değildi..
Şimdi Rengim Gökmen'in "Açılış" konuşmasına dikkati çekelim..
"Opera ve bale sanatları ülkelerin gelişmişlik kriterlerinde en önemli göstergelerden birini oluşturan kültür ve sanatın zirve noktalarıdır.
Festivalin Antalya'nın tanıtım ve marka değerine büyük katkıda bulunmaktadır.
Aspendos'un önümüzdeki yıllarda turizmcilerimiz tarafından daha gerçekçi şekilde değerlendirileceğine inanıyoruz.
Bu festivalin güç kaybetmesi yalnız Antalya'nın değil, ülkemizin de turizm değerlerinde düşüşe neden olabilir.
Bu ilgisizlik devam ederse, festivali küçültmek zorunda kalabiliriz. Hatta devam ettiremeyebiliriz.
Sanat büyük bedellere mal olabilir ancak sanatsız kalmanın bedeli çağdaş toplumlar için çok daha ağır olacaktır."
Alanya'dan başlayıp, Fethiye'ye kadar sahil yolu, Aspendos'un potansiyel konukları ile dolu.. Yüzlerce otel, tatil köyü ve pansiyon, yüz binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Böyle bir ortamda, Aspendos gecelerinin karaborsaya düşmesi gerek. Oysa tiyatro nerdeyse boş ve Antalya'da kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Körler ve sağırların birbirini ağırladığı "Kimsenin İzlemediği Filmler Festivali"ne Antalya halkının milyonlarını cömertçe harcayan "Halkçı" Belediye Başkanı, lütfedip Aspendos'un açılışına bile gelmiyor, seçildiğinden beri.
Antalya Valisi ikinci perdede kaçsa da, hiç değilse görünüyor. Gerisi yok..
Antalya'da yığınla, adı var, kendi yok "Turizm" derneği var.. Otelciler, Seyahat Acenteleri, falan filan.. Hepsi palavra.. Hiç biri Aspendos'un "Antalya Markası"na etki ve katkısının farkında değil..
Alanya Fethiye hattındaki dev otel ve tatil köyleri yöneticilerinin de dünyadan haberi yok.. Böyle bir festival, ilan edilen tatil programı içinde değerlendirilmez mi?.
Adamlar, böyle olaylar için ülkelerine turlar düzenliyorlar. Biz Antalya'ya kadar gelmişleri, otobüse bindirip Aspendos'a götürmeyi beceremiyoruz.
Reklamlarımızda Aspendos'u pazarlamayı düşünemeyecek kadar vizyonsuzuz.
Neden?.
Antalya'nın da sahibi yok da ondan.. Bu ülkenin en büyük sorunu "Sahipsizlik" orada da geçerli.. Hadi yerel yönetimlerden hayır yok.
Ya gelecekleri Turizm ekonomisine bağlı otel ve tatil köyleri..
Kaldığım, gittiğim, uğradığım hiç bir otel, ya da tatil köyünde festivalin afişlerini, stantlarını görmedim. Hiç bir otel yöneticisinin konuklarını Aspendos'a götürmek için çaba harcadığına şahit olmadım.
Her 5 yıldızlık otel, 10 konuğunu getirse, Aspendos dolar. Ama kimsenin umurunda değil..
Ne turizm acenteleri, ne Kültür Bakanlığı ve onun Antalya temsilcileri, ne Antalya yerel yönetimi çözüm için hamle yapmıyor..
19 yıldır Antalya'da kimsenin kılı kıpırdamıyor..
Madem yerel yönetimlerden ve palavra turizm derneklerinden hayır yok.. O zaman işe festivali düzenleyenler el koyacak. Opera ve Bale Genel Müdürü aylar önceden başlayarak, tatil köyleri yöneticileriyle toplantılar yapacak. Fikirler alacak. Ortak programlar hazırlayacak.
Yörede tonla otobüs var, boş duruyor.. Muhsin Ertuğrul, daha 1950'li yıllarda, Ankara Tiyatrolarının önüne otobüsler dizerdi, oyun bitince her semte.. Ankara Tiyatroyu öyle sevdi.
Açılış başta, temsil geceleri, Alanya ve Fethiye yönlerinden Aspendos'a ring seferi yapacak, yol boyu tatil köylerine uğrayarak konukları alacak, temsil sonu tekrar otellerine bırakacak otobüsler ayarlanamaz mı?..
Sevgili Gökmen,
İnsanların gelmesini beklemeyecek, sen getireceksin.
Antalya'nın ister kamu, ister özel yerel yönetici(!)lerinden hiçbir şey beklemeden her şeyi kendin organize edecek, ya da bu işten vazgeçeceksin.
Yarın devam edeceğim.. Başka şeyleri, ve tabii Turandot'u anlatacağım..