Türkiye'nin önde gelen iş adamlarından ikisini arka arkaya kaybettik. Birisi yakından tanıdığım ve sevdiğim Hayati Kamhi.. Dünyanın en güzel yatlarını yapıyordu Pendik'te.. Bana da söz vermişti tersanesini gezdirmek için.. Erteleye erteleye.. Buyrun..
Öteki Sabri Ülker.. Onunla tanışmadım ama Sevgili Dostum Ali Doğan'dan (Eski bakanlarımızdan) dinleye dinleye tanımış kadar oldum..
Nur içinde yatsın ikisi de..
Çocukluğumuz bisküvilerle geçti.. Arı vardı önce.. Sonra Ülker, sonra Eti.. Televizyon reklamları başlayınca, ilk büyük rekabete şahit olduk. Ülker ve Eti..
Onların şarkılarını ezberlemeden büyüyen çocuk var mı, 40 yaş kuşağında..
"Akşama babacığım, unutma Ülker getir.." Ya da "Bisküvi denince akla, hemen onun adı gelir.. Eti.. Eti.. Eti.." Cıngıllar, markayı ezberletmek için harika bir yoldu ve kelimenin tam anlamı ile "Unutulmaz" cıngıllar yapılıyordu.. Şimdi yok..
Milyarlar harcanıyor TV reklamlarına ama artık cıngıl yok..
Deniz Bank reklamları nefis ama akılda kalıcı bir cıngıl eksik..
Avea, Vodafone, Turkcell müthiş bir reklam yarışındalar. Seyrederken gülüyoruz ama aklımızda kalan?.. Tısss!..
40 yıldır ezberimizdeki "Bir bilmecem var çocuklar"ın yanına yeni bir cıngıl eklenmiyor bugün.. Neden?.