O gece, saat dokuz suları, ortada görünür hiçbir sebep yokken, Beşiktaş'tan Ortaköy'e gelmek isteyenler kilit trafikte gıdım gıdım ilerleyip bir saat kaybettiler..
Balmumcu'dan Yıldız Parkı arkasından Ortaköy'e inmek isteyenlerin durumu daha da feciydi..
Orada güya ışık var. Ama bu ülkede "Çıkamayacağın kavşağa girme. Kavşağı kilitleme" diye bir trafik suçu olduğunu trafik polisleri bile bilmediğinden, o kavşak tam kilit.. Sahil yoluna inmek isteyenlerin kuyruğu bir kilometreyi geçiyor..
Sonunda Ortaköy'e ulaşırken, yanıp sönen kırmızı mavi sinyalleri gördüm. Yanaştım. Trafik ekip arabası..
34 A 5639!..
Yanında iki polis dikiliyor.. Gözlerinin önü facia.. Boş vermişler, eller cepte sohbet ediyorlar.. Ama sinyaller yanıyor ha.. Yani acil durum.. Sevsinler..
Yanlarına gittim..
"Memur Bey, burada bomboş dikilip duruyorsunuz.. 50 metre aşağınızdaki kavşak kilit, trafik akmıyor, bi zahmet yürüseniz çözeceksiniz, yol akacak" dedim..
"Bakan çıkış yaptı. Biz onun için burdayız" demez mi?.
Nasıl patlamışım..
"Bakan, bakan.. Vatandaş hayvan!.."
Oraya çöreklenmişler, Devlet Bakanı Egemen Bağış oradaki çalışma ofisinden rahatça çıksın, evine rahatça girsin diye trafiği kesip duruyorlar.. Bakanın ne zaman çıkacağı belli değil.. Ama ya çıkarsa?..
İstanbul trafiğinin tek asli görevi var zaten.. Kente gelen Başbakan ve bakanlar için yolları boşaltmak..
Ötesi kimsenin, ama kimsenin zerre umurunda değil..
Egemen Bağış'ı yakından tanıyorum. Dünyanın en mütevazi insanlarından biridir.. O ofisten, Ortaköy'e dolaşmaya çıkar, tanımıyorsanız, etrafta bakan olduğunun farkına varmazsınız.. Koruması bile yoktur, varsa da yok gibidir.. "Ya çıkarsa" diye sahil yolunun içine tükürüldüğünden, vatandaşa işkence çektirildiğinden haberi varsa elimi keserim..
Ama bu kent, "Kraldan fazla kralcılar"la doludur..
"Zevat"a yollar açılsın. Vatandaş isterse çıldırsın" emri almış görevlilerle..
Sevgili Bağış,
Bir gün özel kalemine "Çıkıyorum" de, sonra arka kapıdan gizlice çıkıp Ortaköy'e bir bak..
Devletin memurlarının, kamu görevlilerinin kamuya nasıl işkence ettiklerini, suçu da kimin üzerine attıklarına bir bak!.
