Bir rüya gördüm.. Ana muhalefet lideri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Merkezini ziyaret ediyor. İktidar Partisi Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşecek..
Terörü, Doğu sorununu konuşacaklar.. On yıllardır, on binlerce gencin ölümüne sebep olan, on binlerce evde, 10 binlerce anaya "Evlat acısı" göz yaşları döktüren, ama çözümü için ufukta mum ışığı dahi görünmeyen Doğu sorununu..
Ana Muhalefet Lideri, AKP'nin kapısında hepsi güler yüzlü, hepsi keyifli, mutlu ifadeli başbakan kurmayları tarafından karşılanıyor..
Nasıl sıcak bir karşılama bu..
Ana salonda başbakan..
Onun da yüzünde ayni sıcak ifade.. El sıkışıyorlar.. Bir kamera sıkışan iki ele zum yapıyor..
Başbakanın eli, Ana Muhalefet Liderinin elinin içinde.. Öyle sıkmış ki Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın elinin derisi fena halde buruşmuş..
Yani laf ola, fotoğraf çekile el dokunması değil.. Eller sıkılıyor, yürekten..
Sonra..
Kapalı kapılar ardında bir saat konuşma..
Kapıda herkes merakta.. Binada herkes merakta.. Yurtta herkes merakta..
"Bir ışık, minik de olsa bir ışık var mı?.. Tutunacak bir dal yarattı mı liderler, umut bağlayacağımız?.." Başbakan konuşuyor.. "Teröre karşı elini taşın altına koymuş insanlar olarak şu anda hepimiz 'Akil adamlar'ı oluşturuyoruz.. "Başka partiler katılmasa da, gelin biz iktidar ve ana muhalefet olarak çalışmaya başlayalım.
İktidar olarak nerede eksiğimiz varsa görelim. Eksikleri giderme gayretleri içinde olalım.. "Miting meydanları bizi tahrik etmesin.
Bunu daha güzel birlikteliklere götürelim.
Hatta benzeri meselelerde ayni şeyi yapmamız lazım.. Ortak paydamız bu milleti muassır medeniyetler üzerine çıkarmak. (Atatürk'e atıf.) Samimi olduktan sonra niye işlemesin?.
Ön yargım, ön kabulüm yok. Bu konuda somut adımları beraber atalım.."
Başbakan daha da konuştu.. Başka şeyler de konuştu.. Rüyadan güzel.. "Yargı her şeyi, hatta yasayı bir kenara koyup yürütme alanına girme adımı atmış oldu. Alacaksanız beni alın. Talimatı veren benim. Bu madde haddinden fazla yetki doğuruyor. "Tutuksuz yargılanabilecekleri halde tutuklu yargılanan insanlar var.. Bu gazetecidir, siyasidir. Kim olursa olsun. Bu insanlar tutuksuz yargılanmaları mümkünken neden tutuklanarak yargılanıyor?. Bu süreci bizim farklı bir şekilde yumuşatarak atlatmamız lazım.
Bunlar yargıyı da sıkıntıya sokuyor. Yargıya güven ciddi manada artmışken şimdi azalmaya başladı. Bunları görmemiz lazım.."
Yani o kadar güzel bir rüya ki, uyanmak istemiyorum..
Bu ülkenin lideri, başbakanı, "Balkon"dan beri ilk defa, "Birlik" diyor.. İlk defa "Öteki" demiyor kimseye.. "Biz.." diyor.. "Biz, hepimiz.."
Rüyamda çözüm yok, ama ışık var, umut var.. Bu rüya devam etmeli.. Hiç değilse cumartesi gecesine kadar.. O gece Kuruçeşme Arena'da Erol Evgin'e tüm yüreğimle eşlik etmek istiyorum.. "Sakın dokunmayın bana, Rahat bırakın.
Sürüp gitsin bu rüya, Uyandırmayın!."