Sevgili Mevlüt (Tezel) "Hıncal abi hep galalara gittiği için tiyatroları dolu sanıyor" diyor ve hem de ne fena halde yanılıyor..
Beni biraz tanıyan, yazılarımı devamlı okuyan herkes çok iyi bilir ki, ben galalara gitmem. Özellikle gitmem..
Beni mesela son beş senede, bir sinema, ya da bir tiyatro galasında görmüş bir kişi çıksın, bir gala adı versin?.
Neden gitmem?.
Bir.. Ben oyunu, filmi, sıradan insanlarla izlemek, onların tepkilerini de görmek isterim. Bu tepkiler, gazeteci olarak yorumlarına katkıda bulunur. İki.. Galaya genelde, hele günümüzde görmek değil, görünmek isteyenler gelir. Hoşlanmam.
Üç.. Gala seyircisi, o türün, o özelin seyircisi değildir. Bir protokol listesinin ürünüdür. Çoğu zaman izlediğinden hoşlanmaz. Bu duygusunu vücut dili ile size de iletir, seyir keyfinizi kaçırır.
Dört.. Protokolda, bir sıra arkada olmak ile olay yaratır, küsmelere sebep olur. Bu yüzden galalarda yerler numarasızdır. Erken gelen otursun, davet edenin başı ağrımasın diye.. Ben yerimin belli olmadığı köşe kapmacalardan, yer bulmak için bir saat evvelden gelip salona çöreklenmekten nefret ederim.
..Ve Sevgili Mevlüt.. Kendisini yenileyemeyen, işi ucuza bağlayıp, yıllardır kişisel şovlarını sürdürenlerin tiyatrolarında seyirci azalıyor..
Yıllardır adımımı atmadığım tiyatrolar var. Onlar gidecek.. Sadece onlar. Onlara bakıp genelleme yapma..
Tiyatro.. Dünya durdukça..