Bugün bir derbi var.. Fener- Galatasaray derbisi.. Kadınlar Basketbol.. Abdi İpekçi salonunda.. Ve salonun yarısında Fenerbahçe, yarısında Galatasaray seyircisi oturacak..
Peki nasıl olacak bu?.
Bizim Türkiye Basketbol Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Fenerbahçe ve Galatasaray Başkan Yönetimleri olarak bir araya oturmalarını yasakladığımız insanları, FIBA, Uluslararası Basketbol Federasyonu bir araya getiriyor da ondan.. FIBA'ya boynumuz kıldan ince.. "Efendim bunlar hayvan.. Bir araya gelemezler" diyemiyoruz.
Ağır mı kaçtı?.
Kimse böyle bir şey demesin..
Bu ülkede adı büyük kulüplerin kendi küçük yöneticileri, kişisel rahatları bozulmasın diye, böyle haince bir kararı alıyorlar.. Bu kararı Federasyon Başkanları kabul ediyorlar.. Başında üstelik bir de "Bakan"ın olduğu spor teşkilatı aynen onaylıyor..
"Okullar olmasa Maarifi ne güzel yönetirdim" diyen geçen yüz yıl bakanına rahmet okutan karar uygulanıyor..
..Ve bu uygulamaya, o kararla maç izleme hakları gasp edilen taraftarlar ve gurupları "Gık" demiyorlar. Onlar da kabulleniyor..
Şimdi bunun anlamı "Bunlar insan değil, ayni mekânda maç seyredemezler" demek değil mi?.
Bunun anlamı "Bunlar hayvan" demek değil mi?. Gerek kulüpler, gerek güvenlik güçleri, sportif dilde adları holigan olan üç beş hayvanla baş edemediğimiz, hatta kendi oy potansiyelimiz uğruna el altından beslediğimiz için iş giderek azdı.
Bunun üzerine aldığımız önlemlerle spor arenaları hayvanat bahçesine döndü. Parmaklıklar, tel örgüler, ağlar..
İnsan hayvanlaşırsa, önlem yetmez.
Çözümü "İnsana gibi davranma" dönüşümünde arayacağımıza, kolayı seçtik.
"Yasak" devri başladı..
Bu ülkenin başbakanı bas bas bağırıyor günlerdir..
"Cezalar şahsidir" diye..
Cezalar şahsi ise, üç beş hayvan yüzünden ben niçin cezalandırılıyorum?.. Benim maç seyretme hakkım niye elimden alınıyor?. Bunu Adalet Bakanı, bunu İçişleri Bakanı, bunu Spor Bakanı yanıtlarlar mı?.
Olay çıkabilir.. Dünyanın her yerinde çıkar.. Çıkaranları belirler en ağır cezayı verirsin.
Belirledik mi?. Volkan'ın kafasına votka şişesi atanı, Fatih Terim ve Hasan Şaş'ın kafalarını yaran hayvanları ortaya çıkardık mı?.
Hani isimleri? Hani resimleri?.
Nerde savcılar?. Ortada Futbolda Şiddet Yasası var?. Kimi mahkemeye verdiniz de, ne ceza istediniz?.
Ama Federasyon Fener Stadını iki maç kapadı bile.. Hani nerde cezaların şahsiliği, biri Başbakana anlatsın?.
Kalamış Marina'da Develi gibi kredili bir mekanda üstelik asılan iğrenç afişleri Vatan Gazetesi internet sitesi yayınladı.. Ben yazdım. Başka gazeteler de yazdı..
Bunlar "Suç ihbarı" değilse, savcılar isimsiz, imzasız yazıları nasıl ihbar kabul edip davalar açıyorlar söyler misiniz?. O afişler Türk Ceza Kanununa göre suç.. O afişler Futbolda Şiddet Yasasına göre suç.. Ama suçun peşine düşen savcı yok..
Daha pazartesi günü manşetlere taşınsaydı, o iğrençliği yapanların yakalandığı ve haklarında istenen hapis cezalarıyla mahkemeye sevk edildikleri, bir daha başkaları benzeri afişlerle ortamı germeye, tahrik etmeye, ahlaksızlık yapmaya yeltenirler miydi?. Volkan'ı öldürmeye teşebbüs eden o şişeli cani, bugün hapiste olsa, Terim ve Şaş'ın kafaları yarılır mıydı?.
Kulübe para cezası.. Kulübe seyircisiz ceza, hayvanın umurunda mı?. O yaptığının yanına kâr kalacağını biliyor. İşte kalıyor.. Yalanlasınlar beni..
Her statta güvenlik kamerası var. Bana Futbolda Şiddet Yasasını ihlalden açılmış bir dava, verilmiş bir mahkumiyet kararı örneklesinler..
Yok!.. Sonra o birkaç hayvanın tahrikleri yüzünden, insan gibi maç izleyecek geniş kitleleri cezalandır..
Bu mudur?.
Spor bu mudur?.
Adalet bu mudur?.
