Lütfi Kırdar'da binlerce kişi var.. Boşalıyor yol.. Yol desen olacak şey değil ama, İstanbul'un belediye başkanı Mimar ya.. Harika bir kent plancılığı ile, bu salon bir çıkmaz sokağa boşalıyor. Yani akıp giden bir trafik yok.
"Bunca insanı getirip götüren arabalar çıkmaz sokakta nasıl düğüm olur" diye kimse düşünmemiş. "Ben yaptım oldu" kafası..
İki şeride yasak parklar yapılmış.. Bir tarafa, ilaveten müşteri bekleyen taksiler duble park etmiş.. Kalmış mı geriye tek şerit.. Oraya da iki üç serseri girince, olmuş arabalar kafa kafaya.. Ne ileri, ne geri gitme mümkün değil..
..Ve de ortada tek, ilaç için tek trafik polisi yok.. O saatte o yola üç bin kişinin boşalacağını dünya bilirken..
Bir yanda belediye, öte yanda İstanbul Emniyeti, İstanbul halkını kaderiyle baş başa bırakıp ortadan kaybolmuşlar..
Yetmemiş.. Üstüne üstlük günün başka saati kalmamış gibi Şişli Belediyesi'nin çöp toplama aracı da tam o boşalma saatinde ayni yola girmemiş mi, "Bari iyice kördüğüm olsun" der gibi.. O yola İstanbul'un en büyük itfaiyesi açılıyor.. Bir yangın olsa, itfaiye caddeye çıkana dek, İstanbul'un yarısı yanar..
Yahu bir Belediye bunu bile düşünmez mi?. Bu kent bu kadar mı başı boş?. Bu kadar mı sahipsiz?. Ve de İstanbul Emniyet Müdürüne sormak isterim..
Başbakan değil, bakanlardan biri de değil, kazara vali gelseydi o konsere, kaç yüz polis görevlendirirdiniz yollarda?.
Ya da zat-ı alileriniz teşrif etselerdi, ortalık polisten geçilir miydi?..
Biz İstanbul halkı, onun bunun çocukları mıyız?.