DigiTurk, Süper Lig naklen yayın hakkı bedelinin 100 milyon dolar düşürülmesi için mahkemeye baş vuracakmış.
Yüzde 100 haklılar.. Aslında, mahkemeye de gerek yok. Bu ülkede, gerçeği gören bir Kulüpler Birliği ve de güçlü bir Federasyon olsa, iş mahkemeye gerek kalmadan çözümlenir.
Mahkemenin, DigiTurk yararına karar vermesi için iki önemli sebep var..
Birincisi, dolar fiyatlarındaki beklenmedik artış.. 1.5 liralardan, 2 liralara geldi. DigiTurk, Türk Lirası kazanıp, dolar üzerinden ödediği için, her gün durup dururken zarara uğruyor..
İkincisi ve asıl önemlisi.. Türkiye Futbol Federasyonu'nun eyyamcılığı ve yetersizliği, işleri içinden çıkılmaz ve yarını hesap edemez duruma getirdiğinden, Süper Lig, Fasulye Ligine döndü. Bir de üstüne üstlük (Ki bunda DigiTurk'un de hatası var) Playoff saçmalığı eklenince, her hafta oynanan maçların zerre kıymeti harbiyesi kalmadı ve LigTV abonelikleri hızla iptal edilir oldu. DigiTurk aboneliğinin pek çoğunun arkasında LigTV olduğu için dekoder iadeleri de başladı.
DigiTurk kriz dönemini iyi yönetemedi. LigTV'de işlerin geriye gideceği belliyken, diğer kanallarını zenginleştirip cazip hale getirecek önlemleri alamadı.
LigTV yayınlarını Fenerbahçe TV haline getirip, Galatasaray, Beşiktaş, özellikle yurdun dört bir yanına dağılmış Trabzon taraftarlarını önce öfkelendirdi, sonra soğuttu.
Geçen hafta "LigTV'yi Fenerbahçe mi satın aldı" diye ironik bir yazı kaleme almıştım. Meğer almış.. Hafta sonu internet sitelerinde ve gazetelerde, Şike İddianamesinden önemli bir belge yayınlandı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın, Lig TV üst düzey görevlisi Kadir (Kardaş olmalı) ile yaptığı telefon konuşması, dinlemeye takılmıştı.
Yıldırım, DigiTurk Genel Müdüründen birinci adı ile söz ediyor, Maraton Yorumcuları Mustafa Denizli ve Marcus Merck için en galiz küfürleri ediyor, hatta açık açık "O zaman Erman niye kovuldu" diyordu.
Kadir "Siz nasıl konuşuyorsunuz öyle, ne cesaret" deyip kapatacağına durmadan alttan alıyor, "Emriniz olur, başkanım" havasında yanıtlar veriyordu.
O zaman LigTV naklen yayınlarının niçin Fenerbahçeli bir ekibe teslim edildiği ve spikerlerin ve sunucuların niye hep bu fanatikler arasından seçildiği de anlaşılıyordu. Şansal'a ikinci kez diş geçiremeyeceklerini bildiklerinden, Maraton'a el süremedikleri için, canlı yayınları, Aziz Yıldırım'ı memnun edecek havaya sokmayı düşünmüş olmalıydılar.
Neyse..
Bunlar ayrı tartışma konusu.. Bugünün konusu..
Bu ülkede gerçekçi ve güçlü bir Futbol Federasyonu ve kendi paçalarını kurtarma dışında hiçbir şey düşünmeyen ve "Bizden sonra tufan" diyen bugünkü yöneticiler dışında bir Kulüpler Birliği varsa eğer (ki yok ne yazık ki) DigiTurk sorunu mahkemelik olmadan, gerçekçi bir çözüme ulaşır..
DigiTurk de bu arada kendine çeki düzen verir. Hem DigiTurk'u cazipleştirecek, hem LigTV'yi tarafsızlaştıracak önlemleri alır.