Bu ülkede bir şeyin düzelmesinin tek yolu var. Başbakanın bizzat el koyması.. Dalan kalsa yapacaktı. Ondan sonra gelenlere anlatamadım.. Hiç birinin umurunda olmadı. Bugün, kısa bir süre de olsa İstanbul Belediye Başkanlığı yapmış Başbakanın İstanbul ofisi, o caddenin üzerinde. Son günlerde de orada çok sık çalışıyor. Ne demek istediğimi çok iyi anlayacak ve sanırım gereken emirleri verecektir.
***
Yıllar önce, Holly ile İstanbul'a gelmişiz.. Arabayla.. Beşiktaş'tan, Ortaköy'e doğru gidiyoruz, sahil yolundan.. Holly
"Hayatta en korktuğum yollar üç şeritli olanlardır. Orta şerit gidene mi aittir, gelene mi bilinmez. Tenha saatlerde sürat de yapılır. Kafa kafaya gelirsen bittin" dedi..
***
Pazartesi gecesi, sinemadan sonra Ortaköy'e inelim dedik. Sahil yolu tıkanmış. Trafik polisleri "Çırağan'ın orda kaza olmuş" dediler. "İki araba kafa kafaya girmiş, dört yaralı var.."
Yol yarım saat sonra açıldı. Sabah gazetede okudum.
Arabalardan birinde Sevgili kardeşim Okan ve gene yakın tanıdığım eşi Nihan varmış. Yaralanmışlar, geceyi hastanede geçirmişler. Verilmiş sadakaları varmış..
Alt yapıdan yetişen Okan, Galatasaray'ın süper starı olmaya hızla giderken, tam dorukta sakatlandı. Uzun sürdü sakatlığı.. Eski formuna gelemeden, Galatasaray'dan aslında ne kadar nefret ettiğini son zamanlarda itiraf eden Emre tarafından kandırıldı. Galatasaray'a yalan söyleyip İnter'e gittiler..
Bu yüzden onları çok eleştirdim. Okan ağır yazılarıma rağmen, saygısını yitirmedi.. "E" dediklerim suratıma bakmaz olurken, Okan ne zaman karşılaşsak, koştu, yanıma geldi.. Sevgilerini bildirdi. Öyle içtendi.
Nihan'ı mankenken tanıdım. Mesleğin en saygınlarından biriydi. Televizyonda da güzel işler yaptı. Okan'la tanıştılar. Gerçekten düzeyli bir ilişki yaşadılar ve evlendiler.. Örnek çift oldular.
İşte o sevdiğim insanları kaybetmeme ramak kalmış, o üç şeritli yolda..
***
Çırağan Caddesi'ni daha da tehlikeli yapan bir şey daha var..
Tam Saray'ın orda yolu enlemesine geçen Kemer.. Bu tarihi kemer yüzünden, yol tam o noktada iki şeride iniyor.. Ve de bilmece başlıyor.. Trafiğin yoğun olduğu saatlerde, Ortaköy'den gelenler yüklü.. Orta şeridi de onlar kullanıyor.. Ama ayni saatlerde, Beşiktaş'tan gelenler de yoğun. Orta şerit onlara ait. Yani kemerin bir yanında orta şerit Beşiktaş yönüne gidenlerin. Öbür yanında Ortaköy'e gidenler var.. Hadi, vatandaş olarak, trafik polisi olarak çözün bakalım..
Bu kentin belediye başkanlarına anlattım ki.. O kemer, sahil yolu'nu (Zaten felç ya) iyice katlediyor.. O kemeri oradan kaldırın. Oradaki daralma bitsin..
Kemer tarihi.. Kemer eski eser.. Kemer güzel..
Tamam.. Yıkmayın kemeri.. Çırağan Sarayı'nın bir girişi var.. Dingonun ahır kapısı gibi.. Yüksek duvarlar arasında bir boşluk.. Bir yığın tarihi eseri, dünya, yol inşaatı, baraj inşaatı diye taşıdı.. Bu dünya güzeli tarihi kemeri de, yolun ortasından, kenara alın. Çırağan Sarayına yakışır bir 'Kapı' olsun" dedim.. Ne demek istediğimi bile anlamadılar..
Şimdi, Başbakan anlayacaktır.
O kemer taş taş işaretlenerek Çırağan Sarayı girişindeki boşluğa "Saray Kapısı" olarak taşınabilir.. Hem yolun iki taraflı kilitlenmesi önlenir, trafikte akışı, yoğunluğa göre sağlamak mümkün olur. Üç şerit tehlikesi azalır. Hem de Saray kendisine yakışan bir girişe sahip olur.
İstanbul Ofisi Dolmabahçe'de olan Sayın Başbakan, bir geçişinde, arabasını durdurur bakarsa, teklifimin ne derece mantıklı ve geçerli olduğunu hemen anlayacak ve gereken emri anında verecektir, adım gibi biliyorum..