Kulisten salondaki yerime yürürken bir delikanlı elini uzatıp, kendini tanıttı.. "Hıncal Ağabey, ben Hasan Niyazi Tura.. Oratoryonun bestecisi..
"Ben de seni arayacaktım" dedim.. "Bu Tura soyadı.."
"Babam" dedi.. "Bak şurda oturuyor.."
Orda, babası orda.. Yalçın Tura.. Ölümsüz Yalçın Tura.. Keşanlı Ali'yi yazan Yalçın Tura..
Oğlu da babasının yolunda yürümüş.. 10 Kasım Gecesi, Süreyya Salonlarında, Devlet Opera ve Balesi'nin düzenlediği Şehitler Oratoryosunu dinleyeceğiz..
"Bu vatan kimin"le başlayıp, Çanakkale Şehitleri'yle biten kahramanlık şiirlerini de katarak, Aytaç Yalman paşam hazırlamış liberettoyu.. Yalman paşam klasik müziğin fedai meraklılarından.. Bodrum Festivali'nin de kurucularından..
Ayhan Kahya anlatıcı.. Burçin Savigne, Evrim Keskin, Bülent Külekçi, Gökhan Ürben solistler.. İstanbul Devlet Opera Korosu arkada.. Önde de Sansev Çocuk Korosu var..
İki koronun da şefi Mikhail İskrov.. Opera orkestrasını da Serdar Yalçın yönetiyor.
Tura'nın müziği enfes.. Orkestra ve Korolar, hele de Çocuklar müthiş.. Solistler de öyle.. Özellikle Burçin Savigne ve Gökhan Ürben'i dinlemeye doyamadım..
Çanakkale Şehitleri bölümünde resmen bittim.. Bütün tüylerimin hepsi diken diken oldu..
Finalde Yalçın'la kucaklaştık.. Nasıl mutlu ve gururluydu.. "Dikkat et" dedim, kulağına.. "Boynuz kulağı geçiyor.."
Hasan Niyazi Tura'yı heyecanla izleyeceğim..