Van'daki ikinci deprem, 5.6 tam, ama kelimenin tam anlamıyla bir skandal.. Ve görüntü o ki, "Gene" geçiştiriliyor..
Aslında 7.2 de bir skandaldı ama, ama hadi onu "Afet, mafet" diye gargaraya getirdik.. Ama, 5.6'da, 43 insanın ölmesinin izahı yok..
Hele o "Bayram Oteli" rezaletinin..
Bayram Oteli, Bayram ailesinden geliyor.. Bu soyadını hatırlarsınız.. Aileden bir milletvekili, uyuşturucu kaçakçılığından göz altında oğlunu karakol basıp kurtarmıştı hani.. "Bayram" adı, sadece otelcilikte değil, narkotik kayıtlarında da çok geçiyor, Van'ın..
İşte eski mi eski bu Bayram Oteli'ne bir astar geçirmişler.. Dışardan bakınca pırıl pırıl olmuş köhne bina.. Ve bu görüntü için yeni bir açılış düzenlemişler.. Kurdelayı kesen kim?.
Vali..
..Ve de bakın, 5.6'da, iki yanı, karşısı sapasağlam dururken, uçak çarpmış ikiz kuleler gibi patlayan, yoldan geçenleri bile öldüren otel bu işte..
7.2'den sonra, nasıl yeniden müşteri alma izni verilmiş, bilen var mı?. Bunca gün geçti, bir sorumlu ortaya çıktı mı?. Göz altına alındı mı?. Savcılığa, mahkemeye sevk edildi mi?.
Yahu onlarca ölünün hesabı böyle mi sorulur?.
Her kafadan bir ses çıkıyor.. Tam bir haber rezilliği.. Bu rezillikten ortaya çıkan..
Oteli kimse denetlememiş. O parlak kaplamanın altındaki felakete kimse aldırmamış.. Gelsin müşteriler.. Ölsün müşteriler..
Peki sorumlu..
Sorumlu, Devletin Valisi.. Bize Mekteb-i Mülkiye'de okutulan kitap öyle yazar. Gelen haberler de öyle yazıyor zaten.. Yığınla da köşe yazısı da..
7.2'nin hemen ardından her şeye el koyması gereken vali..
Koymuş..
"Hasarlı olmayan ev sahipleri geri dönsünler, bir de onlara çadır telaşına düşmeyelim.."
Eee.. Bakan "Bir deprem olan yerde bir daha deprem olmaz. Van en güvenilir yer" derse, vali ne yapar bu ülkede?..
O bakan da, aslında 5.6 gecesi istifa ederdi, uygar ülkelerde.. Bizde "İstifa" diye bir kurum yok.. Herkes pişkin pişkin oturuyor, cenazeler onar onar kalkarken..
Sayın Vali, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nde Genel Sekreterlik yapmış bir dönem. O dönemde yerel gazeteye de köşe yazıları yazarmış.. 17 Ağustos depremi ardından "Afet, doğanın gücü mücü diye geçiştirilemez. Hazırlıklı olunabilirdi. Can kayıpları çok alt seviyelere indirilebilirdi. Bunlar yapılmadı" diye yazmış, kendisi, bizzat.. Radikal'deki köşesinde Pınar Öğünç (11 Kasım) hem de hazretin kendi sitesinden alıntılamış bu ahkamları..
Ele talkın veren muhterem, bu defa hem de 7.2'den sonra gafil avlanan ve 5.6'ya 43 ölü veren Van'ın valisi hala.. En başta soruşturulacak kendisiyken, soruşturma yapıyor, göstermelik tabii.. Ne olabilir ki?:.
Ve o vali hala orada nasıl duruyor, Sayın İçişleri Bakanı..
Başbakan "Sorumlulardan bu defa hesap sorulacak" dediği halde, sıcağı sıcağına, en azından "Soruşturmanın selameti açısından.. Soruşturma sonuna dek" hiç değilse görevden hemen alınması gereken Vali hala orda duruyor..
Deprem geçirmiş, canlarını, mallarını kaybetmiş, perişan olmuş insanların üzerine polis salan, depremzedelere biber gazı sıktıran, gaz bombası attıran, o gazlarla, enkazdan kurtarma çalışması yapanları da çalışamaz hale getiren vali hala orada duruyor, Sayın İçişleri Bakanı?..
O zaman, neyin, kimin soruşturması yapılıyor bu memlekette?..
Biz o soruşturmaya nasıl inanalım?.