Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bakanlar değil, 'sorumlular' kurulu!..

Üçüncü kez üst üste seçimden tek başına hükümet kuracak çoğunlukla çıkan ve üstelik bunu oyunu her defasında arttırarak başaran, AKP Lideri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in 60'ıncı hükümetin istifasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sundu.
Meclis, üyeler yemin edip açıldıktan sonra, 61'inci Bakanlar Kurulu listesini gene Cumhurbaşkanı'na takdim edecek.
Başbakan, bu 61'inci hükümet üyelerine "Siz bugünden itibaren bakanlar değil, sorumlu olanlarsınız" demeli..
Türkiye "Sorumsuzlar" ülkesi olmaktan çıkmalı.. Herhangi, ama herhangi bir makama gelenler, o makamın forsu, keyfi, imkanlarıyla birlikte sorumluluğunu da bilmeli ve yerine getirmediklerinde ödemeliler..
Ne mi demek istiyorum?..

***

Yakın zamanda iki facia yaşadık..
Biri, sahte, kaçak içki olayı.. Tam turizm sezonu başlarken, tam iki ülke arasında vize kalkmış ve bu sezon ilk ölçümlere göre Rus turistlerin oranı yüzde 50'leri aşmışken, ucuz olsun diye kaça içki imalinde kullanılan metil alkol zehirlenmesinden 25 Rus zehirlendi, dördü öldü.. Cinayet ve sabotaj adeta..
Ulusal bir skandaldı..
Kim ödedi?.
Hiç kimse..
Savcılık tekne sahibi ile iki barmeni suçladı. Mahkeme tutuksuz yargılanmalarına karar verdi. Savcı itiraz etmiş de, bir üst mahkeme önceki gün tutuklama kararı vermiş..
Altlarında tekne.. Yunan adaları yüzme mesafesinde.. Kaçmamışlarsa bulunurlar..
Bulunurlar da.. Hele barmenlerin günahı ne?. İçkiyi seçen, alan onlar mı?. İşleri önlerine konan şişeden servis yapmak.. Ekmek parası aslanın ağzında.. Şişeleri laboratuara götürüp tahlil mi yaptıracaklardı?.
Üstelik, tüm Akdeniz ve Ege sahillerinde kaçak içki kullanıldığını bilmeyen mi var?.
Türkiye'deki ağır ötv yüzünden, yasal içki erişilmez fiyatlara ulaşırken, "Herşey dahil sistemi" içinde sabahtan akşama içen Rus ve Alman turistlere, faturalı içki dayanır mı?. Biraz hesap bilen "Kaçak"ı bilir..
Şimdi, Mersin'den İstanbul'a tüm sahilde sistem buyken, ortada tek "Sorumlu" yok.. İki zavallı barmen tutuklanmış. Yarın vicdanlı bir yargıç, onları da beraat ettirir, olay unutulur gider.. Yeni ölümlere kadar.. (Bu arada, bugüne dek metil alkol, yani kaçak içkiden ölenlerin sayısı 22'ye çıkmış..)
İkincisi..
Giresun'da 9 kişinin yanarak feci şekilde ölmesine sebep olan kaza..
Sıradan bir kaza aslında. Otobüs aşırı hızdan devrilmiş. Bilemedin, bir kaç kişi yaralanır. Ama bu defa devrilen otobüs hızla alev almış.. İnsanlar kaçma fırsatı bulamadan yanmışlar..
Mazot böyle parlamaz. Bırakın parlamayı, yola dökülen mazotu isteseniz zor tutuşturursunuz.. Nasıl olmuş peki?.
Otobüs mazot değil, ucuz olsun diye 10 numara yağ kullanıyor da ondan..
Nedir bu 10 numara yağ?..
Benzin, mazot sıkıntısı çekilen günler vardı ya.. Benzinciler önünde yüzlerce metre kuyrukların olduğu yıllar. O dönemde, otobüsler yolda kalmasın diye icat etmişlerdi. Gaz yağına, motor yağı koyuyorlardı. Oluyordu mazot..
Gaz yağı, köylü kullandığı için vergisi az diye, ucuz ya.. Otobüsçüler bayıldılar bu işe.. Sahte, ucuz, ama fevkalade yanıcı bu yakıt kullanımı hızla yayıldı. Denetim yok nasıl olsa..
Dünkü Sabah'ta okudum.. Polis açıklamış. Son 6 yılda, ülkede otobüs sayısı yüzde 30 artarken, kullanılan yakıt, yüzde 16 artmış sadece. Peki aradaki otobüsler neyle gidiyormuş?. On numara yakıtla..
Peki sorumlu?.
Şoför de kazada öldüğü için, sorumlu, morumlu yok. Dosya da kapatılmıştır.
***

2004 yılında Pamukova'da "Hızlı Tren" kazası oldu. 41 ölü, 81 yaralı..
Bugün ülkede Hızlı Tren var mı?. Yok.. Niye yok?. Çünkü o kazayı yapan tren bir denemeydi. 41 ölü ve 81 yaralıyla, rayların bu hıza hazır olmadıkları ortaya çıktı. Bir daha da hızlı tren işletilmedi.
Peki, o ölümcül deneyde insanları kobay gibi kullananlar ne oldu?.
Hiç.. Çünkü "Sorumlu" değillerdi.. Yargı iki emir kulu, zavallı makinisti tutukladı. Mahkum etti. İkincisi de geçenlerde cezasını tamamladı, çıktı. İnsanlar öldükleriyle kaldılar..
***

Bir kaç yıl önce, Makedonya'da bir gölde Bulgar turistleri taşıyan köhne tekne battı. 30 kişi öldü. Makedon Ulaştırma ve Bulgar Turizm Bakanları anında istifa ettiler.
Yıllar yıllar önce, Fransa'nın turistik yollarından birinde, bir otobüs kaza yaptı. 30 kişi öldü.. Fransa'da yer yerinden oynadı. Tepkiler öyle büyüktü ki, akşama kalmadan, hükümet, ülkenin en büyük otobüs işletme şirketini kapattığını ilan etti. Tepkiler dinmedi. İçişleri Bakanı istifa etti.
***
Biz millet olarak tepki göstermeyiz. Bireysel göstersek, mesela, o otobüs kazasında ölenlerin yakınları tazminat isteseler, Amerika'da mesela, çıkacak tazminatı, şirketi satsalar ödeyemezler. Bizde insan canının değeri 3 otuz paradır. Yıllar sonra çıkan tazminat, avukat parasını, zahmeti karşılamaz.
Biz, medya olarak hele, hiç tepki göstermeyiz. Balık hafızamız akşama unutur.
Devlette kimsenin kılı kıpırdamaz.. Kimse "Yahu bu benim bakanlığımın sorumluluğunda" diye rahatsızlık duymaz..
Başbakan'dan talebim bu..
Arkadaşlarına görev teklif ederken "Size verdiğim makam değil, sorumluluktur. Kimsenin gözünün yaşına bakmam, bilesiniz" demeli..
Bu ülkenin "İç İşleri Bakanı"na değil, "İç İşleri Sorumlusu"na ihtiyacı var..
Ulaştırma, Adalet, Turizm ve daha aklınıza ne gelirse, onların bakanlarına değil sorumlularına..
Baka baka bu hale geldik..
Artık insanlar sorumlu olmalı.. Biz de ulus olarak, medya olarak, onlara sorumluluklarını her an hatırlatmak, hesap sormak, bedeli ödeninceye kadar da peşini bırakmamaktan sorumlu olmalıyız!..
Türkiye bakanlar değil, sorumlular ülkesi olmalı..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA