Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Bi kaç ay önce, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun D3 vitaminiyle ilgili bi yazısını okumuştum. Bu yazısında, hatırladığım kadarıyla Hoca, D3'ün yararlarını anlattıktan sonra, "Son yılların, keşfedilen en önemli ilacı" olarak değerlendiriyordu.
Elime, iki Amerikalı araştırmacı doktor Marc Sorenson ve William B Grant'ın "Vitamin D3 and Solar Power" adlı kitabı geçti. Yeni bi kitap Prof.
Osman Müftüoğlu'nun dediklerini desteklerken olayı daha geniş ele almışlar. Anlattıklarına şaşırıp kaldım. Bunları seninle paylaşmak isterim. Biliyorsun güneş ışınları (UVB) derimiz tarafından emilip D3 vitaminine dönüşüyor.
Bu, eskiden beri biliniyor. Tıbbın babası Hippocrates, Kos adasında hastalarını güneş banyosuyla tedavi edermiş. Pek bilmediğimiz şu: Son beş yılda yapılan klinik deneyler, kurallarına uyularak alınan güneş banyosunun, 18- 20 kanser türüne yakalanma riskini, yüzde 60 ila yüzde 77 oranında önleyebileceği.. Bu müthiş bi rakam!
İki Amerikalı doktor, çeşitli örneklerle bunu savunuyorlar. Hatta "Güneş banyosu + D3 uygulaması" nın Amerika'da, devlet sağlık politikası haline getirilmesini, bunun yılda yüz binlerce kanserden ölüm vakasını büyük ölçüde azaltabileceğini öne sürüyorlar. Şimdi sana gene çok çarpıcı bi rakam; kanlarında D3 vitamini serumunun 50 ng/ml ve üzerinde bulunan erkeklerin prostat kanserine yakalanma riskleri, 20 ng/ml ve altında olanlara göre, yüzde 77 daha az! Bu oran, kadınlarda göğüs kanseriyle ilgili rakamlarla hemen hemen aynı. Sonuçlar hep klinik raporlara dayanıyor ve beyaz ciltlilerle ilgili. Cilt rengi koyulaştıkça durum değişiyor. Kadınlardaki göğüs kanserinin ilk belirtileri, 10 ila 19 yaşlarında görülürmüş. Doktor Sorenson ve Grant, o yaşlarda alınan yeterli D3 vitamininin, ilerdeki hemen hemen tüm ciddi hastalıkların riskini yüzde 35 azaltabileceğini yazıyorlar.
Güneş banyosu +D3 vitamininin nezle ve grip gibi hastalıkları önleme şansınınsa yüzde 100'ü bulabileceği ifade edilmekte.
Ama, güneş banyosunun da kurallarına göre yapılması gerekiyor. Nedir o kural dersen: Yaz ve bahar aylarında muntazaman güneş banyosu alacaksın. Öyle, sadece bileklerine kadar elleri açık bırakmak, yüzü örtmemek filan değil.. Bayağı plajda güneşlenir gibi.
Birinci kural; başka tehlikeli hastalıklara yakalanmamak için derini asla yakmayacaksın.
İkincisi; güneşin dik geldiği saatlerde güneşlenmek yok. (Bizde, 11.00-14.00 arası)
Üçüncü kural; 20 dakika sırt üstü, 20 dakika yüzüstü güneşleneceksin.
Bunu sezon içinde ne kadar sık yaparsan kanındaki D3 vitamini de o kadar uzun süre seni koruyabilir. Güneş ışınlarından alınan D3 en kalitelisi.
Yeterince güneşlenemiyorsan, eczanelerde satılan kaliteli D3 vitaminleriyle de bunu sağlayabilirsin.
Bazı yağlı balıklarda da D3 var. Somon, tuna gibi..
Günlük ünite, 4000 I.U' nun altına düşmemeli. (Günlük üniteyi saptamak için, bu işten gerçekten anlayan bi doktorun görüşünü almak daha isabetli olur.) Bizim doktorlarımıza D3'den bahsedince "... aman tehlikelidir, zehirlenebilirsiniz!" diyorlar. Doğru, ama bu kitaba göre, günde 40-50 bin I.U D3 alır ve aylarca devam ederseniz zehirlenebilirsiniz. Bu kadar çok D3 almanız gereksiz..
Ayrıca, kanınızda ne kadar D3 olduğunu laboratuarlarda ölçtürmeniz mümkün. 100 ng/ml yi aşarsa ara vermeniz gerek.. Zaten, gerekli miktara ulaşıp ulaşamadığınızı anlamak için yılda en az bir defa kan tetkiki yaptırmalısınız.
Yaz gelirken bu konu önemli. Önümüzdeki hafta devam edecem Abuzittinciğim.
Bol D3'lü günler dilerken münasip yerlerinden öperim.
Kardeşin Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA