Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Uzayda bir Rus var!.."

Oleg İvanov bir elinde kocaman bir Stalinskaya votka şişesi, öbüründe kadehler, yazı işleri odasına daldı ve "Uzayda bir Rus var" diye bağırdı..
Yıl 1961.. 12 Nisan.. Ankara'da Öncü gazetesindeyiz.. İçerde Oktay Kurtböke var, yazı işleri müdürü.. Sermet Çağan var.. Dış haberler şefi.. Ortak yanları, zamanın en ileri gelen solcuları.. Ben varım.. Ağbim var..
Oleg İvanov kim mi?..
Tass ajansı Ankara muhabiri.. Yaygın söylentiye göre KGB ajanı.. Casus.. Dünya tatlısı bir adam.. Gazeteye her gelişi neşe.. Ama fena halde de endişe.. O devirler, soğuk savaş dorukta.. Bir Rusla, Rusya ile ilgili herhangi bir şeyle ilgilenir görünmek bile adamın başını belaya sokabilir.. Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi'nin yanında Rus konsolosluğu var mesela.. Caddeye bakan muhteşem bir vitrin ve o vitrinde fevkalade ilginç fotoğraflar.. Ama durup bakmaya korkarsınız.. "Bakanları izleyen MİT ajanları var" söylencesi de yaygın.. Rus sefaretinin bahçesine ST 22/5 (Esas duruş, selam verme gibi şeyleri tarif eden sahra talimnamesi.. Her yerde bulunur. Gizliliği falan yok.) attı diye adam astılar, o yıllarda.. Anlayın..
Bizim gazetenin Rüzgarlı Sokak'taki binasının önünde bir boyacı var.. Ayağımızı kutusuna koyuyor ve "Boya bakalım yüzbaşım" diyoruz. Gülerek boyuyor.. Hepimize göre Öncü'yü izleyen ajan.. Hele bir gece, fevkalade şık bir kılık ve yanında gene çok şık bir kadınla, kentin en pahalı gece kulübü Playboy'un faça masasında karşımıza çıkınca.. Şimdi böyle bir ortamda Oleg'le dostluk..
Cep delik, cepken delik.. 25 kuruş dolmuş parası vermemek için basın kartı ile bedava binilen otobüsü bekliyorum Kızılay'da otobüs durağında.. Oleg arabası ile yanaşır..
"Gazeteye mi Hıncal.. Atla götüreyim.."
Yahu kapısında MİT ajanı oturan gazeteye KGB ajanıyla gidilir mi?..
"Yok Oleg.. Ben gazeteye gitmiyorum, hık mık.."
İşte o Oleg, şimdi elinde halis Rus votkasıyla bir Sovyet zaferini kutlamaya gelmiş..
Soğuk savaş dedim ya.. Amerika ve Rusya, uzay yolunda müthiş bir savaşın içindeler o yıllar.. Roketler atılıyor.. Sonra maymunlu.. Köpekli roketler.. Ama insanlı roket yok henüz ortada.. Dünya merakla yarışı izlerken, Oleg, Yazı İşleri odasında bangır bangır bağırıyor..
"Uzay'da bir Rus var" diye..
Sonra bomba haberi uzun uzun anlattı. Gagarin'di dünyaya uzaydan ilk bakan insanoğlunun adı.. "Güzel" demişti.. "Çok güzel.."
Haberi fevkalade yazdık.. Peki başlık..
Oleg'in çığlığı tabii..
"Uzayda bir Rus var.."
Oktay'la, Sermet fena halde bastırıyorlar.. Güzel, güzel de, bu başlıkla çıkarsak, gazete toplatılabilir.. Kapatılabilir.. Ne devirler yaşamışız değil mi?. Bugün şaka gibi geliyor..
İki saat sürdü tartışma.. Sonunda zaferi Ruslardan alıp, insanlığa vermede karar kıldık.. Öncü, 13 Nisan 1961'de "Uzayda bir insan var" başlığıyla çıktı.. O gün atamadığımız, içimizde kalan manşeti, bugün yazımın boşuna koymam, "Ukde"yi geri almak, Oktay'ı ve Sermet'i de anmak için, biraz da..

***

Sunay Akın günlerden beri "12 Nisan salı akşamı bizdeyiz" diyor.. "Tamam mı" diye de ikide bir de hatırlatıyor.. Arda, iki ay evvel "Hıncal Ağbi Sinem'le birlikte oyuncak müzesini gezmek istiyoruz" demişti. Sunay "Onları ben bizzat gezdirmek isterim" dedi.. Üçünü bir araya getiremiyorum bir türlü.. Sunay'ın gezileri, Arda'nın deplasmanları, Sinem'in çekimleri.. Sunay "Arda'ya Sinem de gelsin salı gecesi" dedi..
Onları da ayarladım..
Gittik. İçerde daha bir yığın dost.. Nebil'le Nehir, Ataol Behramoğlu.. Balçiçek (Pamir İlter), Melih Aşık, Ali Eyüpoğlu ilk gözüme çarpanlar..
Sunay bizi minik konferans salonunda topladı ilk. Arkasında bir beyaz perde..
"Sizi bugün burda toplamamın sebebi.."
Beyaz perdede görüntü belirdi.. Uzay kapsülü içinde Yuri Gagarin!..
"Bugün insanoğlunun uzaya ilk gidişinin ellinci yıldönümü.. İnsanlık tarihinin en önemli dönüm noktası.. Uzaya gitmek, yüzlerce yılın en büyük hayalinin gerçekleşmesiydi.. Her şey hayal etmekle başlar.. Çocukta hayal gücünü geliştiren şey de, masallar ve oyuncaklardır.."
Oyuncak Müzesi ve Gagarin!..
Sunay harika bir bağlantı yapmıştı.. Harika ve çok doğru..
"Anneler ve babalar ikiye ayrılır" dedi..
"Çocuklarının hayal gücünü geliştirmek için oyuncak alanlar ve de çocuklar oyalansın diye oyuncak alanlar.."
İnsanoğlunu uzaya götürenler, birinci tür analar ve babalardı..
Gagarin'i uzaya götüren hayal gücüydü.. İnsanoğlu önce hayal etmiş, sonra başarmıştı..


YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA