Yaşar Üniversitesi'nde gençler, üniversite giriş sınavlarındaki şifre skandalı hakkında görüşlerimi sordular.. Bu konuda neden yazmadığım sitemini de ekleyerek..
Anlattım.
"Çünkü sınava şu veya bu şekilde hile karışmış olması değildir sorun.. Asıl sorun, bu sınavların kendisi.. Yıllardan beri insanların hayatlarının en güzel çağlarını kapkara yapan, lise eğitim sistemini on paralık eden giriş sınavlarının kendisidir sorun..
Üniversite ile başladı, geriye doğru hızla ilerledi. Liseye, ortaokula, ilkokula, hatta anaokuluna sınavla öğrenci alınır oldu.. Çocukların, gençlerin yaşamı, gelecekleri, kaderleri, beş harfe kilitlendi. A, B. C. D. E.. Milli Eğitim'in verdiği derslerin, bu eğitim sonucu hak edilen diplomaların on paralık kıymeti harbiyesi kalmadı. Her mahallede, dershane adlı, gençlik hapishaneleri türedi.
Her mahallede dershane milyarderleri türedi.. Çocuklar, gençler, okuldan çıkar çıkmaz, cumartesi pazar dahil bu dershanelere koşmak zorunda kaldılar.. Kafa dinlemek, eğlenmek, arkadaşlarıyla birlikte olmak için vakitleri kalmadı. Zengin aileler çocuklarını en pahalı dershanelere yolladılar. Fakirler, çocuklarına dershane parası bulmak için varlarını yoklarını satmak, açlığı göze almak zorunda kaldılar. Bu ülkede herkes, ama herkes bu rezil sistemin değişmesi gerektiğini söyledi. Kaç muhalefet vaat etti, kaç iktidar söz verdi.. Sonuç.. Tıss.. Yaşamayan çocuklar.. Yaşamayan gençler.. Yaşama hakları ellerinden alınan, nerdeyse ruh hastası yapılan kuşaklar.. Şimdi bu sınavların kendisi, yaşamın en büyük hatasıyken, hemen her sınavın ardından çıkan hile, hurda laflarına takılmak, bunlar yüzünden gerçeği gözden kaçırmak, aslında oyuna gelmek değil midir?. Gençler, şifre skandalını protesto ediyorlar.. Asıl protesto etmeleri, sınav sisteminin kendisi olmalıyken.."