GAZETECİLİĞE başladığım yıllar birer birer gidiyor.. "Ağabey" dediklerim.. O zamanlar bir başkaydı gazetecilik.. Herkes, herkesi tanırdı, bu meslekte.. Başka gazetede olsa da.. Çünkü bir araya gelirdik. Çünkü dosttuk..
Orhan Tokatlı, müdürlük, şeflik yaptı bana.. Patronluk yaptı.. En önemlisi, ağabeylik yaptı..
Meslekte ustanın adı, ağabeydi. Ağabey dedin mi de işler biterdi.. Yanlış anlamayın Ablalar da vardı tabii, ama o zaman kadın gazeteci o kadar az ki.. Bir elin parmakları tamamlanmazdı saymak için.. Bir Nilüfer, bir Müşerref Ablalar.. Bir de Kara Bomba Emel.. Hepsi o..
Orhan Ağabey hocaydı.. O zaman basın yayın okulları, iletişim fakülteleri yok.. Çırak, kalfa, usta sistemi var.. "Eti senin, kemiği benim!.."
Hepimiz geçtik o rahle-i tedristen.. Neler öğrendik..
Seni unutmayacağız Orhan Ağabey.. Seni unutmayacağız..
Teşekkürler!..