Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Son günlerin en güzel haberini Maliye Bakanımızdan duydum. 10 Numara Yağ'ın ithalatı zorlaştırılacakmış. Valla bunu yapanlara helal olsun! 10 numara da benden onlara." Senin 10 numaranı kim takar?" diyeceksin, doğrudur, ama içimden öyle yazmak geldi. Neden benden 10 numara, çünkü bu 10 Numara Yağ sağlık açısından bi felaket Abuzittincim. Sen de okumuşsundur, ağır vasıtaların yarısından fazlası mazottan ucuz diye bu yağı kullanıyor. Ve de egzoz borularından dışarıya kanserojen maddeler fışkırıyor kardeşim. Milletçe biz de bunları soluyoruz. Bu sigara dumanından kat be kat daha zehirli ve tehlikeli. Bu işi bilenler böyle diyorlar Abuzittincim.
Bi güzel haber de "obezite"ile ilgili geldi. Hükümet obezlerle mücadeleyi politika haline getiriyormuş. Sigara yasağında olduğu gibi. Bu da güzel. Galiba ülkemizde de obez sayısı hayli fazla. Dünyada ilk 10'un içinde diyorlar. Gelen turistlere bakıyorum, şişman şişman beyler, hanımlar. Dikkatimi en çok çeken de, en az 120 kiloluk bi hanım yanında atletik vücutlu bi adam! Çok kontrast bi durum... Bi gün birine "Böylesi daha mı çekici oluyor?" diye soracam, ama cesaret edemiyorum!
Aslında mücadele edilmesi gereken başka şeyler de var kardeşim. Geçenlerde bizim Mehmet Kürkçü ile konuşuyoruz, "Kaç yıldır Marmaris'te içme suyu satarım. Bir gün ne Belediye'den ne Sağlık Bakanlığı'ndan biri gelip de kardeşim sen ne satıyorsun, nasıl satıyorsun, şişeler, damacanalar nerede depolanıyor, hijyen durumu ne? diye sormadı" dedi.
Kürkçü böyle deyince aklıma Ankara'da sık sık ortaya çıkan bağırsak enfeksiyonu rahatsızlıkları geldi. Ankara bi taşra vilayeti olduğundan, İstanbul medyası pek ilgilenmez ama hastaneler zaman zaman ishalden şikâyet eden insanlarla dolar! "Sudan mikrop kapmışlar" deyip geçilir. Binlerce, belki de on binlerce su satan işletme var. Mehmet Kürkçü'nün dediği gibi bunlar denetlenmiyorsa vay halimize kardeşim. Bi de tabii ilk kaynakta şişeleme durumları incelenmeli, ama orda pek sorun yok deniyor.
Biz gene pet şişelerde satılan sulara dönecek olursak, mesela bunların bi ömrü varmış. 1 yıl içinde tüketilmesi gerekirmiş. İçinde zararlı mikroplar üreyebilirmiş. Aynı zamanda güneşte bırakılmamalı, serin yerde muhafaza edilmeliymiş. Bi de büyük damacanaların (evlere gelen) 3 yılda bi imha edilmesi sağlık açısından şartmış. Böyle bi şeyi ilk defa duyuyorum.
Zararlı mikroplar dedim ya, mesela bunlardan biri Dioksin; kanser yapıcı! Tabii plastik bardaklar filan da çok tehlikeliymiş. Özellikle çocuklarla, 60 yaşını geçenlerin bu tip şişe ve bardakları kullanmamaları öneriliyor.
Kısacası Abuzittincim sigarayı yasaklamakla, 10 Numara Yağ ithal etmemekle iş bitmiyor. Çok büyük sağlık sorunlarıyla karşı karşıyayız. Ama hükümetler de haklı. Sosyal ödemelerdeki açık büyüdükçe büyüyor. Bütçe açıkları da aldı başını gidiyor. Bi de "3 çocuk" meselesi var. Ee... Ortalama ömürde, şükürler olsun, 70 yılı yakalamışız. Dünyaya kazık mı kakacaz bilader.
Suyu da pet şişeden içiverelim. Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA