Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Üç tatsız polis olayı..

İstanbul kafelerinden biri.. Ön kapının yanında kaldırım masaları var, sigara içenler için.. Bir genç kız içerde yakıyor sigarasını.. Tam bir dalgınlık.. Ama kural kesin.. Kapalı yerde sigara yasak.. Cezası duvardaki afişte yazılı zaten..
69 lira..
İki polis anında genç kızın yanı başında bitiyor ve..
İnanmazsınız.. Karakola davet ediyorlar..
Kızın işlediği, yasal olarak suç değil, kabahat.. Karakola götürülmesi mümkün değil.. Ama götürülüyor.. Genç kız geceyi karakolda geçirecek.. Saatler sonra birileri devreye giriyor ve genç kız serbest bırakılıyor.
Kanınız dondu değil mi?.
Bu ülkede polisin böyle bir işlem yapma hakkı var mı?.

***

Genç kız, İstanbul'un kafelerinden birinde çalışıyor.. Gece saat üçe doğru işi bitiyor. Bir taksiye biniyor, evine gidecek..
Yolda "Çevirme" var. Polisler kesmiş. Taksiye işaret ediyor ve kenara alıyorlar. Polislerin işi taksi şoförüyle değil, arkada oturan genç kızla..
"Bu saatte nereye" diye soruyorlar..
Kanınız dondu değil mi?..
Bu ülkede polisin, böyle bir soru sorma hakkı var mı?.
Başına geleni bana anlatan genç kıza "Müşteriye gidiyorum. Ben fahişeyim, deseydin keşke" dedim..
Polisler ne yapardı acaba o zaman?. Bu ülkede fahişelik yapmak serbest çünkü. Suç değil.. Sattığınız kendi vücudunuzsa, hakkınızda hiçbir işlem yapamazlar. Suç olan şey, fahişeliğe teşvik etmek ve başkalarını satmaktır..
O zaman polis bu taksiyi nasıl, hangi hakla çevirir ve "Bu saatte nereye" sorusunu hangi cesaretle sorar?.
Kız şaşkın "Eve gidiyorum, hık mık" der. Polisler insafa gelir ve serbest bırakırlar.. Yolda genç kız "Bu nasıl iş" diye dertlenince taksi şoförü "Dikkat etmedin mi abla, üçünün de parmağında beyaz yüzük vardı" der.. "O ne demek" diye sorar kız..
"Beyaz yüzük belli bir tarikatın bürokrasi ve polisteki simgesi, nasıl bilmezsin" diye anlatır şoför..
***

Üçüncü olay bir e-mailden çıktı..
"Ben Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesiyim. Bu sabah (7 Mayıs Cuma) saat 9.45'te üniversiteye doğru giderken Etiler Huzur Evi'nin önündeki yaya geçidinde kırmızı ışık yandı ve bütün trafik durdu.
Burada yaya geçidinin başında yaşlılar için konmuş trafik ışık düğmesi vardır. Karşıya geçmek isteyen düğmeye basar. Yola kırmızı, yayaya yeşil yanar. Beş tane yaşlı, kimi değneğine dayanarak, kimi bir diğerinin koluna girerek yavaş yavaş karşıya geçmeye çalışıyorlardı ki, birden ters şeritten süzülerek gelen bir polis arabası, kırmızı filan dinlemediği gibi, o yaşlı kişilerin ne kadar korkacağını da hesaba katmadan üzerlerine sürdü ve aralarından geçip gitti. Yaşlıların nasıl panik yaşadıklarını görmeliydiniz. Bir dakika sonra aynı polis arabasına (34A 85175) yetiştim. Önümden gayet aheste, ağır ağır giderek Hisarüstü Caddesi'nde ilerlemeye devam etti. Belli ki hiçbir acil olaya gitmiyordu. Zaten ne tepesinde alarm ışığı yanıyordu, ne de siren sesi vardı. Acaba polis istediği her zaman kırmızı ışıkta geçme hakkına sahip mi? Hele daha çok özen gösterilmesi gereken yaşlılar evinin önünde bile dilediği gibi kuralları çiğneyebilir mi?"
***

"Demokrat devlet oluyoruz" diye yeri yerinden oynatırken, "Polis devleti" mi oluyoruz yoksa?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA