Günlerdir sustum, bekledim, bakalım daha neler diyecekler diye.. Hep ayni şeyi söylediler..
"Felaket sahneleri muhteşem, ama film, Amerikan klişeleriyle dolu.."
Klişe olan film değil, Amerikan filmleri hakkında yıllardır ayni şeyleri tekrar etmekten bıkmayan eleştirmen görüşleri..
Eleştirmen, enteldir.. (Bilerek entelektüel yazmıyorum.) Entel olmanın ilk koşulu, halkın beğendiğini beğenmemek, onun ucuz ve alt sınıf zevkine dudak bükmektir. Filmi, oyunu, konseri bayılarak izlerler. Ama oturur tam tersini yazarlar.
"Beğendik" derlerse gözden düşerler de ondan..
Şimdi 225 milyon dolara mal olmuş, ama daha vizyona girdiği hafta 230 milyon dolarlık iş yapmış bir film için "Çok güzel" diyebilirler mi?..
Üstelik bu bir Amerikan filmi.. Amerikan filmleri ise "Tu kaka"dır, onların sözlüğünde..
Efendim, adam o felaketler zinciri içinde ailesini kurtarmaya çalışıyormuş.. Amerikan Klişesi..
Efendim, parayı veren düdüğü çalıyor, fakirler ölüyormuş. Amerikan Klişesi..
Efendim Başkan, kendini kurtarma yerine halkı ile ölümü tercih ediyormuş.. Amerikan Klişesi..
Efendim aile birliğini savunuyormuş.. Amerikan Klişesi..
Yahu dilinizi eşek arıları soksun.. Avrupa'da, Asya'da bunlar olmuyor mu?. Türkiye'de farklı mı?..
Boş verin.. Tamamen boş verin.. Seyirci için on para etmeyen, zaten de seyredilmeyen Yasak Bölge'yi göklere çıkaranlar, 2012'yi övebilirler mi?.
(Sevgili Atilla sakın itiraz etme.. Meslektaşlarını savunma.. Ben genel yazıyorum. Arada farklı olanlar var tabii.. Sen filme dört yıldız verdin mesela..)
Boş verin, okuduklarınızı ve hâlâ görmediyseniz, bu hafta sonu ne yapın yapın 2012'yi izlemeye gidin..
1945 yılından beri film seyrederim.. Ben böyle bir felaket filmi daha gördüğümü hatırlamıyorum..
Bu ne muhteşem bir görüntü şölenidir.. Mümkün değil anlatmak.. Görmek gerek..
Yönetmen, Felaket Filmi denince akla ilk gelenlerden Roland Emmerich..
2012'ye başlarken "Artık felaket filmlerine bir nokta koymam gerek. Bu son" demiş kendi kendine.. "Böyle deyince, hayalimdeki her şeyi bu filme koydum" diyor..
Koymuş gerçekten.. 158 dakikalık filmin başından sonuna büyük bir bölümünde, akıllara durgunluk veren sahnelerle dünyanın batışını, din kitaplarında yazan, bilimciler tarafından kurulan "Kıyamet"i izliyorsunuz. Bu nasıl bir teknik, bu nasıl nefes kesen çekimlerdir?.. Olmaz böyle şey.. Gerçekten olmaz..
Filmi, senaryoyu, anlatılanları boş verin.. Onlar o kadar önemli değil.. Önemli olan insanoğlunun hayal gücünün boyutları ve bu hayallerin gerçekleşmesini sağlayan teknolojinin muhteşem gücüyle yaratılan ve seyrine doyulmayan sahneler..
Filmi, yerimden kıpırdayamadan, nefes alamadan izledim..