Şakir Eczacıbaşı dostum, yüzüme bakmasa yeri var.. Bu sene İKSV'nin, yani İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın çabalarına zerre yardımcı olamadım. Ne izleyebildim, ne bir satır yazı yazabildim..
Sinema festivali bitti. Tiyatro festivali bitti. İşte müzik festivali nerdeyse bitiyor, Hıncal nerde?..
Koydunsa bul?..
Neden?..
Vallahi bilmiyorum. Basiretim mi bağlandı nedir?.. Allah'tan gerek sinema, gerek tiyatro festivallerinde medyamız çok iyi yayın yaptı da, içimde bir pişmanlık yok hiç değilse.. Hepsini çok iyi izleyip, çok iyi duyurdular..
Ben bu gece açılış yapıyorum kısmetse..
Aya İrini'de Çengi var. Orda olacağım..
Aya İrini'de Çengi ne demek?..
Yoo.. O hemen aklınıza gelen değil..
Çengi, Çenk çalan demek. Ut'tan Udi gibi, Çenk'ten, Çengi..
Baştan başlayalım..
Çenk ne o zaman?..
Yüzyıllardır unutulmuş bir doğu çalgısı.. En son Osmanlı saraylarında görülmüş.. Lirden büyük, arp'ten küçük, ikisinin arası, ama ikisinin benzeri bir saz..
Peki Çengi kim?..
Şirin Pancaroğlu.. Arpist aslında.. Çengi Osmanlı minyatürlerinde görmüş ilk ve sonra ışık yanmış beyninde.. Bir ustaya sazın siparişini vermiş, bir başka ustaya da, Çeng'le çalınacak konçertonun..
Bu gece dinleyeceğimiz müziğin bestecisi Hasan Uçarsu..
Konçertoda Çeng'e Tekfen'in Uluslararası Orkestrası eşlik edecek. Hani bir zamanlar yazmıştım. Azeriyle Ermeninin, Arapla Yahudinin yan yana çaldığı o müthiş dostluk ve kardeşlik orkestrası.. Saim Akçıl dostum yönetecek..
Aya İrini'de bir dünya ilki var bu gece..