Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Çocuklar niye söylemez?..

Sabah gazeteye gelirken Readers Digest'te okudum, Jerry Zezima'nın yazısını ve bayıldım.. Dünyanın öbür ucunda da durum pek farklı değil.. Okuyunca anlayacaksınız.

***

Çocuklarımın gözünde ben modası geçmiş, çağdışı bir yaşlıyım. Bugünün gençliği konusunda yanlış fikirlerim var..
Bildiğim bir şey olmasa, kendimi fena halde suçlu hissedecektim.. Bildiğim mi?..
Bugünün gençleri, ilerde kendi başlarına gelecekler konusunda benden de az bilgiye sahipler.
Bu inancımın kaynağı, her gün binlerce evde yaşanan benzeri konuşma..
Anne ya da baba: Okul nasıldı bugün?.
Evlat: İyi!..
Anne/baba: Ne yaptınız?.
Evlat: Hiç!..
Anne/baba: Ödevin var mı?..
Evlat: Bilmem!..
Çocuğunuza onu doğrudan ilgilendiren hangi soruyu sorarsanız sorun, bu üç cevaptan birini alırsınız: (a) "İyi", (b) "Hiç", (c) "Bilmem."
Eğer çocuğunuz o gün konuşma havasındaysa ve bir mucize eseri, eğer telefonun başında değilse, size bu üç cevabın üçünü de verebilir.. Değilse varlığınız onu fena halde rahatsız ettiğinden, sizi duymazdan gelecektir.
Belki de gerçekten duymuyordur.. Dinlediği o evin pencerelerini rezelerinden fırlatacak desibel gücündeki müzik sizin beyninizi zonklattığı gibi, onun da kulaklarını sağır etmiş olabilir.
Gene de okulda her şeyin "İyi" gittiğini ve "Hiç" bir şeyin olmadığını bilmek sizi uyarmalı.. Bu formül aynen devam ettiği takdirde, 20, 30 yıl sonra, çocuklarımız bu ülkenin liderleri olduklarında TV ekranlarında şöyle konuşmalara şahit olabiliriz:
Muhabir: Sayın Başkan, bugünkü Zirve Toplantısı nasıl geçti:
Başkan: İyi!..
Muhabir: Neler konuşuldu?
Başkan: Hiç!..
Muhabir: Yani bu durumda, dünya nükleer bir felakete bir adım daha yaklaşmış mı oluyor?
Başkan: Bilmem!.. Bu gençlerin yaşamlarında olup bitenler hakkında nasıl fikirleri olmaz..
Geçen gün kendi çocuklarıma şu basit soruları sordum.. Maçın ne zaman başlıyor?. Okuldan neyle döndün?. Nasılsın?.. Sen kimsin, nesin, yahu?..
Hepsine, hepsi aynı yanıtı verdiler:
"Bilmem!.."
Ben gençken durumlar değişikti. Büyüklerim, okulun nasıl olduğunu sorduklarında "Harika" derdim. Okulda ne yaptığımı sorduklarında "Ders" cevabı verirdim. Ödevimin olup olmadığını sorduklarında "Hayır" diye yanıtlardım.
Yalandı tabii.. Ama hiç değilse yaratıcı bir cevaptı bu. Üstelik sesime, hep önemli bir şeyler yaptığım izlenimi uyandıracak bir tonlama verirdim. Ben asla "Bilmem" demedim.
Bugünün anne ve babalarını en çok kızdıran cevaplardan biri de, "Hiç kimse.." Mesela telefon çalıyor. Çocuğunuz açıyor ve tam 45 dakika telefonun başında kalıyor.. Belki de evde yangın çıktığı için kapamak zorunda kalınca kimin aradığını soruyorsunuz?.. Yanıt:
"Hiç kimse.."
İşin asıl korkutucu yanı, sizin çocuğunuzla konuşan çocuğun annesi ya da babası aynı soruyu kendi çocuğuna sorduğunda aynı yanıtı alıyor:
"Hiç kimse.."
Bazı insanların büyüdüklerinde "Hiç kimse" olmalarının sebebi bu mu acaba?..
Bütün anne ve babalara bir tavsiyem olacak..
Çocuğunuzun hayatında gerçekten nelerin olup bittiğini öğrenmek, bu üç kelimenin dışında cevaplar almak istiyorsanız, onları telefonla arayın!..
(Bu yazı 14 nisan 1997'de yayınlandı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA