Leylek beni otururken gördü mü acaba bu sıralar?.. Bir yarış halindeyim son günlerde.. İzmir'den Kıbrıs'a.. Ordan Antalya'ya.. Şimdi Van'a.. Ordan Ankara'ya.. Sonra gene İzmir'e..
Jet set hayatı yaşıyorum.. Evdeki yardımcım Fatoş çanta açıp, çanta kapamaktan fazla mesai isteyecek nerdeyse..
İzmir'e Yaşamdan Dakikalar için gittik.. Kıbrıs'a, gençlerle sohbete ben gittim, tek başıma.. Antalya'ya da bir Sevgili Dost için kurdele kesmeye..
Van'a.. Van Üniversitesi'ne Yaşamdan Dakikalar gene.. Ama aslında ben, 60 bilmem kaç yıl sonra hasret gidermeye.. Çocukluğumun, o çok mutlu yıllarının Van'ına, Çaldıran'ına 1945'teki ayrılışımdan bu yana ilk defa gidiyorum..
Sevgili Van, yarın kucaklaşıyoruz.. Yarın..
Depremle yıkılmış bir Van'dı geride bıraktığım.. Binaları yıkık.. Dostları, sevgileri dimdik.. Öyle güçlü sevgiler ki onlar, yıllar sonra hâlâ hatırlıyorum.. 5 yaşındaki oyun arkadaşım Suzan'ı hatırlıyorum mesela.. Ev sahibimizin kızıydı.. Hayatta mıdır?.. O da beni hatırlar mı acaba?..
Nasıl heyecanlıyım Van için..
Geliyorum ilk göz ağrım benim.. Kilis'te bırakmışlar annemler babamlar beni, ülke her an savaşa girebilir, emniyette olayım diye.. Tayin Çaldıran'a çıkınca, ben de 3 yaşına gelince, gelip almışlar.. Hatırladığım ilk görüntüler hayatımda Çaldıran'dır, Van'dır..
Van dönüşü Ankara'ya kız istemeye gidiyoruz. Yok canım kendime değil.. Nerde o günler.. Kardeşim Kemal'in oğlu Öndü'ye.. Ben olursam verirlermiş. Torpil yapacağız..
İzmir'de Güzel Sanatlar Liseli kardeşlerimin konseri var, söz verdim..
Gelelim Antalya'ya..
Biz Ankaralılar Hacıbey adını iyi biliriz.. 50'li yılların sonunda İskender Kebabı başkente gelmiş ve müthiş tutmuştu.. Bir yığın İskenderci açıldı, birbiri ardına.. Hergele Meydanı'ndaki Hacıbey bu lezzeti en iyi yapanlardandı..
Yeni Gün gazetesinde ayda 40 lira (Dört dolar) maaşla çalışırken, paramız olduğunda İskender yerdik.. Olmadığında ekmek arası Tükrük Köftesi.. Yani ya İskender ayda yılda bir..
Günler, haftalar parayı denkleştirmeyi beklersin.. Hacıbey'e girersin, sipariş verirsin, bu defa da servisi beklersin, en az yarım saat.. Kızarmış dönerin kokusu.. Nefis tereyağı kokusu.. Duman altı bunca bekleyişten sonra geleni de artık parmaklarınla yersin.. Yarım asırdır düşünürüm, İskenderin sırrı, ustada mı, yoksa beklemede mi diye..
O Hacıbey, meğer Bursa'daki orijinal Hacıbey'in kalfasınca açılmış.. Hacıbey de kendisine yıllarca hizmet eden ustasına adını kullanma iznini vermiş..
Bursa'daki orijinal Hacıbey'in tek şubesi İstanbul Nişantaşı'ndaydı.. Şimdi ikinciyi Antalya'da açıyor.. Açan da Vedat.. Benim can kardeşim Vedat.. Gitmem mi?..
Kurdeleyi kesmem mi?. Oğul Hacıbey'in kendi eliyle hazırlayıp, servis yaptığı Bursa Kebabını yemem mi?..
Karşımda Fikret Ağabey, Otyam tabii, yanımda Sevgili Filiz oturmaz mı?.. Böyle Antalya kaçar mı?.
Yolunuz Antalya'ya düşerse, Lara'ya gidip Hacıbey'i bulun bakın.. Antalya'da Bursa Kebabı nasıl olurmuş, tadın..
Antalya'da Sera'da kaldım.. Club Hotel Sera, yeni binasını nihayet bitirir gibi olmuş.. "Gibi" çünkü Kral Dairesi hâlâ hazır değil.. Öyle ayrıntılar var ki bu muhteşem terasta.. Olacak tabii.. Burada kalacak Kral, geceye benim maaşımı ödeyecek nerdeyse..
Otelin geri kalanı da Saray zaten.. Feyzullah Bey, Sevgili kardeşim Özer Saraçoğlu'nun (Evet o, bir ara Galatasaray yöneticisiydi hani) Fenerbahçeli babası bütün kazandıklarını dökmüş ve bir saray dekoru içinde otele çevirmiş Sera'yı.. Bahçeler, plajlar, havuzlar, spa.. En az bir hafta kalmam gerek ki, tamamını gezip göreyim de yazayım.. Yaza inşallah.. Aylardan mayıs, otel yüzde 90 dolu.. Onun yüzde 90'ı da Rus.. Yıllar yılı bağırdık "Moskova'ya.. Moskova'ya" diye.. Biz gönderemedik, ama onlar geldi, sonunda.. Antalya yöresi, sanırsınız, Sevres sonrası Rus İşgal Bölgesi.. Allah'tan Lozan var da, biz de gidip kalabiliyoruz.
24 saatlik Antalya'nın sürprizi Ferhat Göçer konseri oldu. Meğer ordaymış, Konyaaltı Açık Hava'da.. Harika bir konser verdi Ferhat.. İşi bitirmiş.. Binlerce seyirciyi avcuna alıyor, bildiği gibi yoğuruyor.. Bu nasıl şey..
Bir de.. Yahu 10 gün ya oldu ya olmadı, yeni CD.. Şarkıların hepsini ne zaman ezberledi bu millet.. Bir koro ki her şarkısına, Ferhat değil, seyirci konser veriyor sanki..
Son zamanlarda böylesi keyifli bir 24 saat geçirdiğimi hatırlamıyorum.
(Anladınız tabii.. Abbas yollarda olunca, köşede de Yasemin nostalji yapıyor. Yarından, cumartesiye ona emanetsiniz gene.. Cumartesi Van maceralarıyla buluşuruz, artık.)