Geçen hafta bir kokteyl davetiyesi aldım.. Adres yerinde şu yazıyordu.. "Suada (Eski Galatasaray Adası)"
Galatasaray'ın anıtsal değerlerinden, başka hiçbir kulüpte benzeri olmayan adası, ne zamandır ad değiştirdi.. Önünden "Galatasaray" lafını attı, "Su" koydu söyler misiniz?. Ne demektir, "Eski Galatasaray Adası?.."
Bunu yapan Özhan Canaydın'dır.
Kişisel beceriksizlik ve başarısızlıkları ile Galatasaray'ı sürüklediği ekonomik çöküntü, Özhan Canaydın'ı Galatasaray'ın değerlerini satmaya yöneltti..
Galatasaray Adası'nın, adına bile sahip çıkılmadan uzun süre ile kiralanması bunlardan biri..
Ali Sami Yen'deki haklardan tümüyle vazgeçilmesi ise tam bir skandal.. Utanç..
Özhan Canaydın, bu ülkenin maddi, manevi en değerli stadından Galatasaray'ı çekti.. Çünkü her şey gibi stad işini de yüzüne gözüne bulaştırdı.
Canaydın, Ali Sami Yen'i Fener Stadı'na benzer bir düzen içinde yenilemeyi beceremedi.
Bunun için hazırladığı tasarı, Galatasaray'ı nerdeyse dolandırıcı durumuna düşürüp işlemden kaldırıldı.
Canaydın, stadın yenilenme projesi ile Amerikan Eximbank'a başvurdu. 100 milyon dolar kredi istedi. Bankanın yanıtı tokat gibiydi..
"Bu proje 50 milyon dolarlık. O zaman niye 100 istiyorsunuz. Üstelik araya, uluslararası bankacılık piyasasında karanlık bir ismi sokuyorsunuz?. Size kredi veremeyiz."
Canaydın, kulübü karanlık birinin peşine takmış, ona 10 milyon dolar komisyon vererek, 90 milyon doları bankaya koyacağını sanmıştı. 50 milyonla stadı yenileyecek, 40 milyonla da, taraftara durmadan vaad ettiği yıldız transferleri gerçekleştirip popülizm yapacaktı. Yüzüne gözüne bulaştırdı.
Alp Yalman, bir İtalyan bankasından çok uygun koşullarda 60 milyon dolar bulmuştu. Alp'i kendisine hala rakip gördüğü için hem de "Alp, oğluna komisyon sağlamak için bu işe soyundu. İzin veremezdim" dedikodusu çıkarıp, üzerinde bile durmadı.
Ünal Aysal, "Ali Sami Yen'i ben kulüpten tek kuruş almadan yaparım. 15 sene işletirim. İşlettiğim her yıl da kulübe 10 milyon dolar veririm" dedi. O sırada Ali Sami Yen, yılda 4-5 milyon dolar gelir sağlıyordu. Özhan "Ünal prim yapar" diye bu teklifi de uyuttu.
Bu sırada Mustafa Sarıgül, bugün Özhan'ın sahiplendiği Seyrantepe projesi ile geldi.
Seyrantepe'ye modern bir stad ve spor kompleksi, ayrıca Galatasaray'a devamlı gelir sağlayacak rant tesisleri yapılacaktı. Ali Sami Yen arazisi ise, Galatasaray'a yılda 50 milyon dolar civarında gelir sağlayacak bir kültür, sanat ve dinlenme tesisine dönüştürülüp, gene Galatasaray'da kalacaktı. Bütün bu işler gene Galatasaray için maliyetsiz gerçekleştirilecekti. İşleri yapacak firma dahi hazırdı.
Özhan Canaydın, bu defa da "Mustafa Sarıgül prim yapar" diyerek bu projeyi de sümenaltı etti ve gene dedikodu çıkardı.. "Sarıgül, projeyi gerçekleştiren inşaat şirketi ile ortak. Kendisine pay çıkaracak.."
(Bu arada bir açıklama yapmam gerek. "Dedikodu" diye yazdığım bu sözleri başkan Canaydın, Rahmetli Orhan'ın evindeki görüşmemizde bizzat bana da söyledi. Birinci elden naklediyorum, yani..)
Ali Sami Yen'i yapamayan Canaydın, Seyrantepe'ye sahiplendi ama onu da yüzüne gözüne bulaştırdı. Kendisine pay çıkarmak için Refik Arkan'a yaptırdığı zamansız açıklamalar yüzünden pişmiş aşa su katıldı. Orijinal Seyrantepe'nin Galatasaray'a nasıl bir maddi güç sağlayacağını gören Aziz Yıldırım devreye girip müdahale etti ve Ankara'da projeyi kuşa döndürdü.
Sadece stattan ibaret bu yeni projenin ne Galatasaray, ne de inşaatı kulüpten para almadan yüklenecek şirkete hayrı kalmadı.
Özhan'da da para yoktu. O zaman stadı kim yapacaktı?.
Özhan Canaydın son bir hamle ile TOKİ'ye sarıldı..
"Sana Ali Sami Yen'deki tüm haklarımı vereyim. Ne olur bana Seyrantepe Stadını yap" dedi..
Türkiye'nin en değerli arazisi Ali Sami Yen, işini biraz bilen bir başkanın çok rahat çözüm bulacağı Seyrantepe için karşılıksız bir rüşvet gibi verildi.
İşin özeti budur.
***
Özhan Canaydın, Galatasaray'ı sportif olarak da bitirdi. Futbol dışı branşlarda, bu spor dallarının çoğunu Türkiye'ye getiren ve öğreten Galatasaray perişan oldu, küme düşer hale geldi.
Galatasaray yarıştığı tüm spor dallarında Fenerbahçe'nin şamar oğlanı oldu. Fener her dalda Galatasaray'ı yenmeyi olağan hale getirdi.
Canaydın, Galatasaray'ın hiçbir spor dalındaki yarışmasına gidemez hale geldi. Seyircisiz maçlarda dahi ortaya çıkmadı, çıkamadı.
Galatasaray tarihinde böyle bir başkan daha yok.. Olsa zaten Galatasaray bugün olmazdı.
Özhan Canaydın kafası, Galatasaray'ı gelenekleri, görenekleri, değerleri ile bitiriyor. Maddi bitiriyor, manevi bitiriyor. Ali Sami Yen, Ada, Riva gibi değerler dahil, varlıklarını da bitiriyor..
Başta Selahattin Beyazıt, Galatasaray'ın saygın bütün eski başkanlarının bir an önce mesela bir Divan'da toplanıp, çözüm önermeleri gerekiyor.. Hem de çok acil gerekiyor..
Bu çağrıyı Divan Başkanı yapabilir.. Olmadı, bizzat Selahattin Beyazıt yapabilir. Yapmalı..