- Boğa cesur bir hayvandır. Ona saygınızı asla yitirmeyin..
- Düz bir şerit üzerinde koşun. Çapraz gitmeyin ve asla durmayın. Öbür koşucuların yolunu kesmeyin.
- Boğayı boynuzlarından ya da kuyruğundan tutmaya teşebbüs etmeyin.
- Boğayı tahrik etmeyin ve dikkatini çekmeye çalışmayın.
San Fermin koşusunun vazgeçilmez kuralları bunlar.. Peki televizyonlarda görüyorsunuz, koşucular bunlara uyuyorlar mı?..
Nerde?..
Pamplonalı koşucular uyuyorlar. Onlar için bu koşu bir dini ritüel, ayin mertebesinde.. Ama dışardan gelenlerin amacı adrenalinlerini yükseltmek ve şov yapmak.. Böyle olunca da, koşuyu izleyen Pamplonalıların geleneksel protesto korosu başlıyor..
"O.. çocukları.. O.. çocukları.."
Angel Junior bizi sabahın köründe otelden aldı. Koşuyu en güzel yerden, tam virajdaki Belediye Sarayında, başkan Yolanda'nın balkonunda izleyeceğiz. Böylece hem gelişi, hem gidişi izleyeceğiz. Ünal, Mudo, ben bu balkonda olacağız. Karşı balkonda da Acun'un kameraları, hem koşuyu hem bizi çekecek. Yolanda onları da ayarladı.. Ayarladı da, mesele, Belediye Sarayı'na varabilmek.
Koşu yoluna yaklaştıkça, insanlar kilit olmaya başlıyor.. Bir ara, umudumu kestim.. "Biz gene televizyondan izleyeceğiz galiba" dedim içimden.. Oraya kadar gel, televizyondan izle.. Olacak şey değil..
Trafiği kesen kalın kalas bordürler var bir de.. Kiminin altından süründük, kiminin üstüne tırmandık. İnsanların arasından nasıl sıkışarak, itişerek geçtik ve sarayın kapısına vardık, hâlâ inanamıyorum.
Sonunda balkona çıktık.. Parkur 800 metre kadar. Koşu da üç dakika sürüyor.. Koşu yolu sabahın erken saatlerinde dolmuş. Bembeyaz elbiseli, belleri ve boyunları kırmızılı yüzlerce insan.. Genç kızlar da var aralarında..
Bütün şehir, çiş ve alkol kokuyor ya.. Sabaha kadar içmiş bir delikanlı tam altımızda dayanamadı, yolu ayıran tahta perdeye işemeye başladı ki, anında iki polis karga tulumba ettiler.. Her yere etmek serbest.. Ama burası kutsal koşu yolu.. Burda olmaz.. Tam altımızdalar, durumu yakından izliyorum..
Leş gibi alkol, çiş ve kusmuk kokan sokağa işediği için delikanlıya 200 Euro ceza kestiler..
Sonra yolun ağzında hareketlenme başladı.. Koşu başladı .. İnsanlar, boğalar iç içe..
Ayni televizyonda gördüğünüz gibi..
O gün dört kişi hastanelik oldu. En azgın boğa ertesi sabah koştu.. Tek başına 66 kişiyi yaraladı.. Festivalin, o gün dahil, ilk beş gün toplam yaralı sayısının 124 olduğunu söylersem, bu boğanın ne menem bir şey olduğunu anlarsınız..
Birinin kasığına 15 santim girdiğini gazetede okudum.
Bunlar hep oluyor, ama işte bir festivalde birkaç ağır yaralının ötesinde, o vahşi görünümlü koşuda, hafif yaralanmalar var o kadar.. Kurallara uyulsa, o da olmayacak ya..
Ama gençlik bu.. Gençlik kurallara baş kaldırmak demek..
Dünyanın her yerinde!..