Büyükanıt Paşa beni arıyor.. Ben onu arıyorum. Bir haftadır buluşamıyoruz. Paşam, İstanbul'a veda edip Ankara'ya Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gidiyor ya.. Hareketli..
Nihayet telefonda sesini duydum "Hıncal Bey, Maslak'ta yazdığınız duvar konusunu derhal incelettim Bir defa orada Ordu'nun zerre toprağı yok. Arazi tamamen sivillere ait.. İkincisi.. Merak edip sordurdum. Yolu daraltan duvar yıkılıyor. Daha geride yeni bir duvar yapılıyor. Yol ve kaldırım genişleyecek.."
Paşanın tavrına bakar mısınız?.. Düştüğümüz yanlışa ve paşanın tavrına..
Ben hep derim.. "Bu Ordu orada durdukça ben geceleri başımı yastığa rahat koyarım" diye..
İşte bundan.. Paşamla Ankara'da buluşmak ve bir Fener-Galatasaray sohbeti yapmak için sözleştik..