Suriye konusunda ne yapılmalı? Artık bilindik bir çaresizlik ve kötümserlik yaratan bu soruya Cenevre'de bu hafta sonu dışişleri bakanları düzeyinde yapılan bir toplantı yeni cevaplar aramaya çalıştı. Cenevre'deki bu arayış son zamanlarda sık sık toplanan ve kaçınılmaz olarak gittikçe daha etkisiz görünmeye başlayan "Suriye'nin Dostları" zirvelerinden farklıydı. Zira BM eski Genel Sekreteri ve Suriye özel temsilcisi Kofi Annan'ın daveti üzerine gerçekleşen Cenevre toplantısı Suriye'deki rejimin gerçek dostları olan Rusya ve Çin'in de katılımı ile gerçekleşti. Tabii ki rejimin gerçek dostları denince akla hemen İran geliyor. Ama İran bu toplantıya ABD'nin vetosu üzerine katılmadı. Oysa Rusya ve Çin, İran'ın masada olmasını tercih ederlerdi herhalde.
Bildiğim kadarıyla Kofi Annan'da İran'ın katılmasından yanaydı. Ama sonuçta Washington'ın istediği oldu.
Peki, Cenevre'den ne çıktı? Kısa cevap şu: Rusya ve ABD'nin istediği yöne çekebileceği bir metin. Hassas tavizler ve asgari ortak paydalar üzerine kurulu bir metin bu. Temel zorluk Rusya'nın Şam'daki rejimin egemenliğini korumak istiyor olması. ABD ise bir an evvel rejimin değişmesini istiyor. Peki, asgari ortak paydalar nedir? Birincisi kimse askeri müdahale istemiyor. İkincisiyse hem Rusya hem de ABD statükonun kabul edilemez olduğunu ve "siyasi değişim" gerektiğini kabul ediyor. Bu şartlar altında ortak payda "Suriyeliler tarafından yönetilecek siyasi bir geçiş dönemi" kavramı üzerine kurulmuş Cenevre'de. Ama akla gelen ilk soru bu siyasi geçiş dönemini hangi Suriyeliler yöneteceği.
Metin buna pratikte pek uygulanma imkânı olmayan bir şekilde şu cevabı veriyor: "Ulusal bir geçiş dönemi hükümeti, şu anda görevde olan hükümet yetkilileri ve muhalefetin ortak onayları sonrasında oluşturulmalı." Rusya bu metin sayesinde Esad'ın biraz taviz vererek görevde kalabileceği bir senaryo yarattığını düşünüyor.
ABD ise "ortak onay" kavramından yola çıkarak muhalefetin kesinlikle Esad'ı dışarıda bırakacağını ve yeni bir hükümet altında geçiş dönemi yaşanacağını ümit ediyor. Sonuç olarak ABD ve Rusya Cenevre'de ortaya çıkan uzlaşmayı istedikleri yöne çekiyorlar. Öte yandan asıl mesele Cenevre'deki cevap arayışlarının Suriye'deki gerçekler açısından bir anlam taşıyıp taşımadığı.
Acaba Beşar Esad'ın umurunda mı ABD ve Rusya'nın neye karar verdikleri?
Şam'daki rejimin gayet iyi bildiği bir şey var: ABD Suriye konusunda askeri bir operasyona girişmek istemiyor. Obama yönetimi Kasım'da yapılacak seçimler öncesinde petrol fiyatlarını etkileyecek ve İran ile ciddi sorunlar yaşatacak bir politika izlemek niyetinde değil. O nedenle Esad kendi bekasını etkileyecek en önemli mesele olarak İran'ın desteğini görmeye devam ediyor.
Tahran Şam'ı destekledikçe ve ABD askeri alternatif konusunda isteksiz oldukça Esad bildiğini okumaya devam edecek. Bugün Cenevre sonrasında geldiğimiz nokta bu nedenle Şam açısından hiçbir şey ifade etmiyor. Şam ile çatışmaya girecek bir Türkiye'nin karşısında İran'ı bulacağını düşünen Beşar Esad rahat uyumaya devam ediyordur herhalde.