Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Altın dönem ve Anti- Amerikanizm

WASHINGTON

Artık herhalde duymaya alıştınız. Türk ve Amerikalı yetkililer sürekli tekrarlıyor. Ankara ve Washington arasında son yılların en iyi dönemi yaşanıyor. İlişkilerin altın yılları adeta. Ortak çıkarlar ve ortak değerler çerçevesinde devam eden bir "model ortaklık" veya daha klasik tabiriyle "stratejik" bir ittifak bu. Üstelik bu altın dönem Türkiye-İsrail ilişkileri dibe vurmuşken yaşanıyor. Yani ABD'yi avucunun içinde tuttuğu düşünülen o çok meşhur İsrail lobisine rağmen ilişkiler bu kadar iyi.
Neden diye soracak olursanız farklı kesimlerden farklı cevaplar alırsınız. Kimisine göre her şey Obama- Erdoğan arasındaki sıcak diyalogla açıklanabilir. "Zaten Obama da İsrail konusunda dertli, o yüzden Türkiye'ye hak veriyor" diyenler bol mesela. Başkalarına göre iş sadece iki lider arasındaki sıcak uyumla açıklanacak kadar basit değil.
"Ülkelerin dostları olmaz, çıkarları olur" diyen bu realist bakış açısına göre sadece iki yıl önce aynı Obama ve aynı Erdoğan arasında İran konusunda ciddi sorunlar yaşanmıştı. O zaman niye arada o sıcak diyalog ve anlayış yoktu? 2010'a oranla ilişkilerin bu derece düzelmesinin iki temel nedeni var. Birincisi Türkiye'nin NATO radarları konusunda verdiği olumlu karar. İ
kincisi de Arap devrimleri ve Suriye krizi sonrasında Türkiye'nin artan siyasi, stratejik ve de potansiyel olarak askeri önemi. Kanımca hem bu realist çıkarların örtüşmesi hem de iki lider arasındaki uyum önemli. Zaten geçen hafta Washington Post köşe yazarlarından David Ignatius "Obama'nın Türkiye'deki Dostu" başlıklı yazısında buna benzer bir tezi savunmuş. Devam eden bazı sorunlara rağmen, hem iki lider arasındaki uyumdan, hem de iki ülke arasında çıkarların örtüşmesinden bahseden objektif bir yazı.
Öte yandan bu kadar iyi giden bir Türkiye- ABD ilişkisine rağmen ortada ciddi bir çelişki var: bitmek bilmeyen anti-Amerikanizm. Evet, Bush yönetimi döneminde tepelere vuran anti-Amerikanizm Obama döneminde de Türkiye'de aynen devam ediyor.
Gerçi herkes çocuğunu okutmak için ABD'ye yollamak istiyor, Green Card ve vize başvuruları her yıl artıyor. Ama ABD'nin bölgesel politikalarına karşı ciddi toplumsal kuşku ve komplocu mantık dimdik ayakta. Öyle ki, Obama'nın olumlu imajı bile anti-Amerikanizmi azaltmaya yetmiyor. Dünya genelinde Obama sayesinde anti-Amerikanizm azalmış gözükürken, Türkiye'de rakamlar hâlâ rekor düzeyde yüksek.
Peki neden? Cevap bence bizdeki anti- Amerikanizmin yapısal olmasından kaynaklanıyor. Yapısal çünkü Türkiye'nin en ciddi kimlik sorunlarını anti- Amerikanizm üretiyor. En ciddi kimlik sorunumuz Kürt meselesi. Bu konuyu beş dakika herhangi bir vatandaşla konuşacak olsanız hemen anlıyorsunuz ki toplumun gözünde ABD Kürt devleti istiyor, Washington PKK'yı destekliyor, ABD emperyalizmi Sevr'i hortlatmak istiyor. O nedenle ABD ağzıyla kuş tutsa kendini Türk toplumuna yarandıramıyor. Abdullah Öcalan'ın yakalanması konusundaki ABD istihbarat yardımını hatırlayan yok mesela. Bir de diğer yapısal kimlik sorunumuz olan laiklik ve İslam tartışması var. Ilımlı İslam kavramını ve AK Parti'yi ABD yarattı sanan ciddi bir kesim var Türkiye'de. Eğer bizim iki temel kimlik meselemiz sürekli ABD karşıtlığı doğuruyorsa, sorun aslında biraz da bizde değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA