Başta Premier Lig olmak üzere 5 büyük ligde teknik adamlar için perşembe akşamları Avrupa sınavları, pazar günü oynayacakları maç öncesinde grup aşamasında rotasyon demek. Fenerbahçe'nin de ilk hedefinin hasret kaldığı lig şampiyonluğu olduğunu cümle alemin bildiği bir ortamda, geniş ancak sakatlıklar ve listede olmayanlar yüzünden örselenmiş bir kadrodan 11 çıkarmalıydı İsmail Kartal.
Serdar sakat, Samet liste dışı olunca stoperlerin rotasyonu mümkün değildi keza Mert de Avrupa kadrosunda yokken Osayi de kadroda olmalıydı. Muhtemel 11'de beklenen Cengiz'i demek ki hazır görmemiş Kartal. Mert Hakan ve İsmail de olmayınca Fred için bir haftada üç maç mesaisi mecburiydi. Yola Şampiyonlar Ligi diye çıkıp kendini Konferans Ligi'nde bulan Bulgar şampiyonunun Nordsjaelland'dan 7 yedikten sonra Kadıköy'de fazla zorluk çıkartmayacağı gerçeği bir tarafa, sen futbolun gereklilikleri yapmazsan sana herkes Manchester City gerçeği bir tarafa… Fred bu takımın en önemli oyuncusu, ister gaz pedalı diyelim ister vites kolu deyin. Brezilyalı her maçta döktürüyor.
Zajc'in garanti paslarına ve ağır oyununa tribünlerin tepkisi vardı ki karakter olarak bu negatif enerjiden etkilenebilecek bir oyuncu, her şeye rağmen ayakta kaldı ve 2 gole imza attı. 2. yarıda 15 dakikalık dilim haricinde oyuna hâkim olamayan ve sahaya sadece fizik koyan Ludogorets'i 3 golle geçen F.Bahçe'nin gruptan 18 puanla bir üst tura çıkmaması için ufukta bir engel görünmüyor. İsmail Kartal elindeki malzemenin hakkını veriyor, 18'de 18 diye bir yemek pişirmek kolay iş değil..