Burak Yılmaz bu derbileri çok iyi oynardı. Ama teknik adamlık başka bir şey. Özelikle ilk 20 dakikada büyük baskı yiyeceğinin farkındaydı. O baskıdan çıkabilmek için top oyunda yokken ağırdan alan ve orta sahada G.Saray duvarına çarpan bir Beşiktaş izledik. Okan Buruk'un Kaan Ayhan tercihi, orta sahaya yeterli sertliği getirirken oyunu da iki stoperin üzerinden kurduğunda kanatlarda Tete ve Zaha, rakibin iki bekiyle bire birde çok pozisyon buldular. Onların final paslarının iyi olmaması, Boey ve Angelino'nun hücumda verimsizliğine rağmen rakip kaleye gidemeyen Beşiktaş karşısında, G.Saray devreyi 3-4 farkla da bitirebilirdi.
İcardi'yi gören rakiplerin ekstra panik yaptığı ortada. Arjantinli, golde ve Mert'in atılmasında tilki gibiydi. Derbide rakip 10 kişi ve 1-0 öndeysen vidaları gevşetmeyeceksin. Laubali oyunun faturasını, Beşiktaş kestiğinde Buruk girdi devreye. Yılmaz'ın takımının birinci bölgesinde yaptığı pas hatalarıyla, kendi kendini imha ettiğini söyleyebiliriz. Bu oyunun adı sonuçta Güneş'in gittiği, başkanın kongre kararı aldığı oyun. Derbilerin adamı, penaltıdan 3 puanı getirdi. Evet, alternatifi yok ama İcardi'nin son dakikaları topallayarak acı içinde oynamasına da gerek yok.