Lig uzun bir maraton. Puan ya da puanlar kaybedebilirsiniz ama vazgeçtiğinizde havlu atarsınız. Galatasaray, 8 puan geriye düştüğünde de dün Başakşehir öne geçtiğinde de o kazanma ruhunu sahaya koydu.
Abdullah Avcı'nın puan kayıpları yaptığı maçlardaki 11'ini radikal olarak değiştirmesi ve Elia'nın ortasında golü bulması, maçın dengesini bozdu. Galatasaray, ilk yarının son çeyreğinde oyunu dengeledi ve ikinci yarı müthiş bir tezahürat ile geri döndü.
Feghouli'nin erken gelen golü, ardından VAR ile iptal edilen golleri ile oyunun momentomu Galatasaray'daydı. Emre'nin erken sakatlığı, Avcı'nın planlarını bozdu.
İkinci yarıda ne kadar forveti varsa sahaya sürdü. Sezonun ilk yarısını santforsuz oynayan Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Türkiye Kupası derken Mayıs'ın 3. haftasına 2 kulvarda birden gelen Galatasaray, Terim'in de usta teknik adamlığı ile 22. şampiyonluğuna uzandı. Ligin finali Feghouli-Visca kapışmasıydı. Galatasaray, Visca'yı iyi kitlerken, Feghouli ise zor açıdan nefis bir gole imza atıp, Galatasaray'ı hayata döndürdü... Ve elbette ki verdiği skor gücüyle Rodrigues'i aratmayan Onyekuru. Kupa maçının aksayan adamı Selçuk da ikinci yarıda oynarken büyük futbolcu olduğunu hatırladı ve temiz ayağı ile orta sahayı rahatlattı. Bu maça gelirken Başakşehir'in kaybederse şampiyonluğu, bu maçta kaybetmeyeceğini söylemiştim. 33. haftaya kadar onlar da emek verdiler. Ama bu oyunda gemiyi limana yanaştıran kaptanlar her zaman zirveye çıkar. Bir şampiyonluk öyküsünün yanında kim fırtınalı denizlerdeki aksamaları duymak ister ki!
Galatasaray yönetimi, teknik kadrosu ve futbolcularına tebrikler.