Futbolun kendi hikayesindeki ironileri izledik maçta. Savunmak için örgütlenip, hücum etmek adına tek planı (Onuachu) olan bir Trabzonspor vardı. Halbuki duran toplar, formda oyuncuları ve sezon başından beri devam eden planı ile Fenerbahçe'nin alternatifleri çoktu. Avcı klasiğini yaptı; merkezi çok oyuncuyla kapattı, duvarı ördü. Sonrasına maç karar verecekti, Samet buradaki paragrafları yazdı.
Halbuki taraftarın da bizim de beklentilerimiz çok farklıydı bu maçta. Trabzon'un kalitesi de oyun anlayışı da tartıya koyduğunuz zaman yetmiyordu Fenerbahçe'yi yenmeye. Zaten ironi de buradan başlıyor.
Evet; Becao, Djiku veya Fred önemli oyuncular. Ama bir Kadıköy gecesinde açık kapanmalıydı. Samet Akaydın bu mecburi seçimde, yenilen üç golde de hatalardan pay aldı kendine. Livakovic gibi tecrübeli bir kalecinin de özellikle yüksek toplarda daha akıllı olması gerekirdi. Öne geçmek bulunmaz nimetti Trabzonspor adına. Fenerbahçe golleri kaçırırken üstelik. Ama takım olarak sezonun en iyi, en akıllı, en doğru maçını oynadıklarını gördük. Fenerbahçe buna karşılık verdi, direndi, üç farklı geriye düştüğünde bile vazgeçmedi. Aslında Fenerbahçe'nin iki gollü karşılığı da Mehmet Can'ın hediyesi olarak notlarda. Hataların maçı olacaktı, Trabzonspor'un 'madeni' daha verimli çıktı. Nereden bakacaksak bilemem ama sezonun en zevkli, keyifli maçını izledik. Hocaların hamleleri, oyun planları, oyuncuların inadı önemli. Zorbay Küçük ve VAR oyuna damga vurdu. İyi yönettiler maçı. Enteresan… Fenerbahçe yenildi 19 maç sonra. Eeee, sıkıntı yok, yola devam…