Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Hep birlikte Türkiye olmanın tam zamanı

Perşembe akşamı İdlib'den gelen haberle ciğerimiz yandı. Rejim güçlerinin alçak saldırısına cevap, anında ve misliyle verildi. Bin 700'ün üzerinde rejim askerini öldüren TSK, bölgedeki faaliyetlerine devam ediyor. Haberin geldiği ilk andan itibaren milletçe hissettiğimiz öfke, hınç, intikam duygusu elbette çok doğal. Hepsi bizim evladımız; kahraman askerlerimiz ve 83 milyon... Hepimiz bu kahramanların annesi, babası, abisi, ablası, evladıyız. Böyle bir dönemde acılar da paylaşılmalı ve duygularla birlikte sağduyu da devreye sokulmalı hiç şüphe yok ki...
Bugün, dünden daha çok birlik olmaya, beraber olmaya ihtiyacımız olduğu çok açık. Ortak akıl, ortak irade ile devletimize, devlet aklına destek olmak, ortak çözüme birlikte varmak zorundayız.
Öyle günlerden geçiyoruz ki;
"Türkiye'nin orada ne işi var" sözlerine de yanıt aslında. Türkiye en haklı ve meşru olduğu İdlib'deki mücadelesine ve varlığına tam da şu andan sonra daha fazla olmalıdır. Asıl bu noktadan sonra durmak, geri çekilmek felakettir, bugüne kadar Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile ve de masadaki kazanımlardan vazgeçmek anlamına gelecektir. Türkiye orada sadece insani bir görev yapmıyor, kendi topraklarının ve Türk milletinin bekası için bulunuyor çünkü. Ne Rusya'nın perde gerisinden yürüttüğü tarihsel hesapları ne katil Esad'ın kalleşlikleri bizi yolumuzdan, beka mücadelemizden döndüremez.
ABD ve NATO müttefiklerimiz bizi bu haklı davamızda yalnız bıraktılar en başından bu yana. Oysa 5. madde kapsamındadır yaşananlar ve bir müttefike yapılmış saldırı, tüm NATO üyelerine yapılmış sayılmalı ve birlikte hareket edilmeli. Avrupa da keza aynı durumdadır. Suriye ve İdlib'de yaşanacak felaket belki en fazla Türkiye'yi etkileyecek ama Avrupa ülkeleri de kendilerini belleyen tehlikenin farkına en azından perşembe günü gece alınan karar sonrası daha çok anlayacaktır.
Sınırlarımıza dayanan milyonlarca mültecinin Avrupa'ya geçişi için kapılarımızı açmamız, şu andan itibaren Avrupa ülkelerini de doğrudan tehdit edecek mülteci sorunu ile kaderleri ile baş başa bırakmış olacak. Türkiye yaptığı bu hamle ile, sorunun asıl kaynağına, mülteci ve insani krize de işaret etti ve bu kriz artık sadece bizim değil, tüm coğrafyanın ve Avrupa'nın da krizidir. Türkiye'nin bu hamlesi aynı zamanda, siyasi desteğe yönelik adımın atılmasını da zorunlu kılacaktır.
Türkiye uzun süredir bölgede PKK-YPG dahil çoklu unsurlarla çatışma ve mücadele halinde ve yalnız bırakıldı. Hem sahada hem masada attığı bütün adımları, karşısındaki bu bloğa karşı da yaptı. Bugüne kadar ödediği bedel, şehit verdiğimiz vatan evlatları sabrımızı taşırmıştır.
Bu saatten sonra, bizi bu bölgede yaşananların faturasını tek başımıza ödememiz için yalnız bırakanlar da bu bedeli ödeyecektir.
Başkan Erdoğan'ın ve hükümetin, devlet aklını oluştururken, atılacak adımlarla ilgili kararları alırken hem siyaset hem milletten alacağı destek ve ortak akıl şu anda daha kıymetli.
Nitekim; saldırının hemen ardından Başkan Erdoğan'ın MHP lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı telefon görüşmesi ve Bahçeli'nin yaptığı açıklamalar da çok önemli.
Bugün devletçe, milletçe "ben" değil "biz" demenin daha önemli olduğu tarihi günlerden geçiyoruz. Bir olmanın, birlik olmanın, hep birlikte Türkiye olmanın daha önemli olduğunu unutmamalıyız. Oğuz Han'ın oğullarına verdiği nasihat gibi; 1 ok kırılır ama unutmayın 3 ok daha zor kırılır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA